Geçtiğimiz gece Tele1 Tv’de Tuluhan Tekelioğlu’nun programında izledim Babacan’ı.
AKP’nin en genç kurucularından birisiydi.
12 yıl Ekonomi, Dışişleri, Devlet ve Başbakan Yardımcılığı gibi önemli bakanlıklarda görev aldı.
Nazik, kibar ve güler yüzlü bir politikacı.
Sorulan aykırı soruları bile kızgınlıkla değil, nezaketle, güler yüzle cevaplıyor.
AKP’de duruşunu beğendiğim üç-beş politikacıdan biridir Babacan.
Ama, mensup olduğu zihniyetle barışık değilim.
O, milli görüş kökeninden geliyor. Biz ise başka damarları olan bir siyasi anlayıştan geliyoruz.
AKP’ye de sempati duymadım ve hiçbir seçimde bu partiye oy vermedim.
Babacan’ın partisine de oy vereceğimi sanmıyorum.
Ama, duruşunu, söylemlerini taktirle takip ediyorum.
Hukuk diyor, bağımsız yargı diyor, demokrasi diyor.
Ekonominin düzelmesi için gösterdiği hedeflerden birisi dışa karşı güvenilir olmak.
“Bu da hukukun işletilmesi, basın özgürlüğü ve bağımsız yargı ile olur.” Düşüncesini dillendiriyor her fırsatta.
Tekelioğlu’nun “neden özeleştiri yapmıyorsunuz geçmişinizle ilgili?” sorusuna verdiği cevap şuydu.
“Dün ne konuştuysam, ne yaptıysam hepsinin arkasındayım. Sözlerimde ve davranışlarımda hiçbir çelişkiye rastlanamaz.”
Tuluhan hanımefendi kovulmuş gazetecilerden.
“Atatürk’ün kızıyım.” diyebilen aydınlık bir yüz.
Babacan’ın Deva Partisinin programıyla ilgili bir soruyu sorarken, programınızda “Atatürk ilk ve inkılaplarına neden vurgu yok?” diye sordu.
Babacan, bu soruya “Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta sulh, cihanda sulh prensibi programımızın dış politika bölümünde açıklıkla yer alıyor.” dedi.
Bu konuda fazla açıklama yapmadı.
Atatürk ilke ve inkılaplarına neden vurgu yapmadığını biz çok iyi anlıyoruz.
Babacan, çoğunlukla AKP’nin oy tabanına oynuyor.
Oradan gelebilecek oylara güveniyor.
Bu parti mensuplarının Atatürk’e bakışlarını da iyi biliyor.
Açıktan bunu programında dile getirse, Atatürk’e karşı duruşlarıyla bilinen o tabandan oy gelmez endişesini taşımış olabilir diye düşündük.
Haksız mıyız?
Dediğimiz gibi, Babacan’ın efendi duruşunu, geçmişteki başarılarını taktir ediyoruz.
O’nun yönettiği ekonomi iyi bir ekonomiydi.
Ekonomiyi öncelikle hukuk, özgürlük ve bağımsız yargı bağlamında düşündükleri çok açık.
Bizce de öyle olması gerekiyor.
Duruşu halka sempatik geliyor. Öyle ki fiziğini Menderes’e benzetenler bile var.
Bakalım, Babacan’ın partisi Türkiye’ye deva olacak mı?