Eski başbakanlarımızdan Yıldırım Akbulut’u kaybettik.
Öncelikle çok üzgün olduğumu ifade etmeliyim.
ANAP döneminin başarılı bir başbakanıydı.
O’nun dönemindeki ekonomik göstergeler çok iyi idi.
Eski Adalet Bakanlarından Oltan Sungurlu’ya yaptığım ziyaretlerden birinde karşımdaki koltukta oturan kişiyi tanımakta güçlük çekmiştim.
Gözlerine baktığımda, vaktiyle çok iyi tanıdığım bir kişi olduğunu düşünmüş, ancak çıkaramamıştım.
Gözlerinden tanımaya çalıştığım bu insan çok yaşlanmış ve zayıflamıştı. O nedenle tanıyamamıştım.
Sayın Sungurlu tanıştırınca jeton düştü diyebilirim.
Saygılarımı sunduktan sonra kendilerinden helallik almak istedim.
ANAP kongresinde genel başkanlığını kaybettiren oylarda benim de katkım olmuştu.
Çok pişmanlık duymuştum.
Aklımdakini bir türlü söyleyemedim.
Güzel ruhu beni duyuyorsa, kendisinden helâllik istiyorum.
Sebep şu idi. Akbulut, Erzincanlı bir siyasetçi idi.
Erzurum Hukuk Fakültesi ile Polis okulunu kendi iline taşıdığı için Erzurumlular olarak öfkeliydik. Onun için aleyhine kulis faaliyetine bile girişmiştim.
Dönemin Kocaeli Belediye başkanı rahmetli Necati Gençoğlu, kongre öncesinde beni ziyarete gelmişti.
Bana “hemşerim” diye hatip ederdi.
Çünkü O da komşu ilimiz Erzincanlı idi. Hemşeri sayılırdık.
Dedi ki: “Kongrede ne yapacağız?”
Dedim ki: “Sayın Akbulut’un aleyhine çalışacağız.”
Şaşırmıştı, nedenini anlatınca “Yıldırım bey neden bunu yaptı, anlayamadım” diyebilmişti.
Akbulut, her şeyden önce çok değerli bir insandı. Dürüsttü, demokrattı ve milletini, vatanını seven bir siyasetçi idi.
Hiçbir şaibeli işe bulaşmadı, hiçbir şaibeli işle anılmadı.
Hakkında birçok fıkralar uydurulmasına rağmen, bu fıkraların hepsine güldü ve fıkraları uyduranlara karşı hiçbir dava başvurusunda bulunmadı.
O’nun başbakanlığı döneminde hapse giren bir gazeteci oldu mu, hatırlamıyorum.
Akbulut, Adalet Bakanının anlattığına göre, çok da iyi bir hukukçu idi.
Hukukçuluğundan gelen bir “adil” tarafı vardı.
Hoşgörülü idi. Kimseyi kırmadı, kimseyi gücendirmedi.
Aynı zamanda inançlı bir insandı. İnancıyla Hakka yürüdü.
Mekânı cennet olsun inşallah.
Akbulut’un başbakanlığı döneminde Türkiye, birçok başarıya imza attı.
Önce ekonomi diyebiliriz.
Hukukçuydu, ekonomiyi bilmesi gerektiği kadar bilirdi. Konunun uzmanı değildi.
Ancak, işi ehline vererek, bakan ve bürokratlarını hiçbir şekilde baskı ve yönlendirme altında bulundurmadan çalıştığı için başarılı bir Başbakan olarak Tarihe geçti.
Akbulut döneminde Türkiye`nin dış, iç, kamu borç yükü ile faiz yükündeki artış oranı en düşük seviyede gerçekleşti.
Yine kamunun dış borç yükünde en iyi performansı 47. Akbulut hükümeti gerçekleştirdi.
Akbulut döneminde kamu borç stokunun milli gelire oranı ortalama olarak yılda yüzde 18 azalma gösterirken, iç borç yükü de yüzde 19 azalarak en iyi performans sıralamasında ilk sırada yer aldı. Akbulut hükümeti döneminde yüzde 8.7 düşüş ile faiz yükünde en iyi performans sergilenmişti.
Faizi lafla değil, icraatlarıyla ezen bir başbakandı.