Ekonomik durumumuzu özetleyen bir halk deyiminden söz ediyorum: “Feleğimiz şaştı”

Çok insanımızın ağzında bu deyim dolaşıyor diyebiliriz.

Özellikle yeni yılda elektrik ve doğalgaza yapılan zamdan sonra vatandaşın feleği şaşmış olmalı ki, herkes “yandık, bitik” moduna girmiş.

Zamlardan ve TUİK’in açıkladığı enflasyon rakamından sonra memur ve emekli maaşlarına beklenen zam da hayal kırıklığı yarattı.

“Hemen seçim” beklentisi içine giren vatandaşların sayısında bir hayli artış olduğu gözleniyor.

  Muhalefetten daha tutarlı muhalefet yapılması bekleniyor.

İktidarın vaatlerine kanan yok da, mucizeyi muhalefetten bekleyenler var.

Muhalefet daha atak olmalı görüşü yaygınlık kazanırken, kararsız oyların neden muhalefet partilerine gitmediği sorgulanır oldu.

  Aklı eren iktisatçı ve iletişim uzmanları hiçbir karşılık beklemeden muhalefete yardımcı olmak istediklerini ifadeyle bazı önerilerde bulunuyorlar.

Bunlardan birisi finans uzmanı akrabam Okan Tunur, diğeri ise tecrübeli iletişim uzmanı eşi Seçil Tunur.

  “Muhalefet konuşmaları yanında görsel mesajlara da ağırlık vermeli.”

   “Meselâ muhalefet, mevcut tabloları vurucu ifadelerle billbortlara yansıtmalı.”

“Meydanlara bakan binaların müsait duvarları da bu şekilde mesajlar için kullanılabilir.”

    “Muhalefet, derneklerden ve sivil toplum kuruluşlarından da yararlanmalı. Onların ağzıyla hedeflerini vurucu ve inandırıcı mesajlarla anlatmalı.”

   “Her ilde, hatta ilçelerde gönüllü birliktelikleri oluşturarak mücadeleye halkı da katmanın yollarını aramalı.”

   “Biz böyle oluşumlarda görev almaya hazırız. Yeter ki davet edilelim.” diyorlar.

 Millet ittifakının iki partisinin yasaklı Mersin meydanında yaptıkları miting tek kelimeyle muhteşemdi.

  Muhalefet partilerinin ortak mitingler yaparak neyi nasıl yapacaklarını ikna edici söylemlerle ve güçlerini de ortaya koyarak halka açıklamalılar.

   Halka, “ümitsizliğe kapılmayın, geleceğiz ve her şeyi düzelteceğiz.” mesajı kuvvetli vurgularla verilmeli.

Dini söylemler, özellikle iktidar tarafından dile getirildiğinde ters tepiyor.

Muhalefetin de bu söylemlerden uzak durması isteniyor.

   “Doları Allah düşürüyor, kaldırıyor”, “Bize her şeyi Allah yaptırıyor” gibi sözler mizah konusu olmaktan öteye gitmiyor.

Allah’ın bu işlere karıştırılması tepki ile karşılanıyor.

                Gerçekten, hayat pahalılığı halkın belini büküyor.

                İnsanlar, nasıl geçineceklerini hiçbir hesaba sığdıramıyorlar.

                Geleceğe dair ümit besleyenler yok gibi.

                Halk, karamsarlık içindeyken, iktidardan önünü aydınlatacak kararlar bekliyor.

                Gerek asgari ücretin, gerekse maaşlara yapılan zamların hayatı sürdürmeye yetmeyeceği ifade ediliyor.

                Halka “nankörlük” ve “haksızlık” izafe edilerek şikâyetlerin önlenmesi

                İktidar, iktidar olmanın gereklerini yerine getirerek halka ferahlık verecek düzenlemeler yapabilecekse yapmalı, yoksa “hemen seçim” taleplerine uyarak sandığı milletin önüne getirmelidir.

                Yapılacak seçimde iktidar güven tazelerse ne alâ, tazeleyemezse gelecek olanların yolunu kapatmamalıdır.