Bizi tanımayanlar söyleyeceklerimiz konusunda yanlış yargıya varmasınlar diye şahsımla ilgili şu hususu tekrar vurgulamak istiyorum:

Türküm, milliyetçiyim ve eski merkez sağ mensuplarından biriyim.

Şimdilerde CHP-İyi Parti birlikteliğinden gelecek adına ümit besleyen sade bir vatandaşım.

Her iki parti genel başkanlarının ve ileri gelenlerinin uzun bir süreden beri Türkiye’yi il il, ilçe ilçe adımlayarak halkın arasına karışıp umut veren konuşmalar yapmalarını geleceğimiz adına biz de ümitle karşılıyoruz.

Ancak, iyi parti lideri Meral Akşener hakkında son zamanlarda ileri sürülen bazı endişelerin muhalefet kanadında moral bozucu bir etki yarattığını üzülerek gözlemliyoruz.

Meral Akşener’in 6’lı masada yapıştırıcı bir unsur olmasını beklerken, çeşitli söylem ve davranışlarıyla bu masanın birlikteliğine gölge düşürdüğü yolundaki görüşlere katılmasak bile, kısmen üzüntü duyduğumuzu söyleyebilirim.

Meral Akşener için baştan beri “merkez sağı yeniden inşa edecek bir lider” görüntüsü verdiğini defalarca ifade ettik.

Ancak, son zamanlarda birtakım ideolojik takıntılarla Kürt vatandaşlarımızın oy verdiği bir partiyi dışlamasını anlayamıyoruz.

  Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda vatandaşlık tarifi, bu ülkenin kurucusu olan rahmetli Atatürk’ün görüşlerini de yansıtır şekilde şöyledir:

“Türk vatanına vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür.”

Anayasamız, bu hükmü ırkçılık adına kaydetmiyor, Kürt vatandaşlarımızı da bu ülkenin eşit vatandaşları olarak bağrına basıyor.

Onlara, “sen de Türkler kadar bu ülkede söz ve hak sahibisin” diyor.

Ki, biz de elbette aynı fikirdeyiz.

  Merkez Sağın değerli liderlerinden rahmetli Süleyman Demirel’in hikmetli sözlerinden birisi de şudur: “Siyaset, cem etme sanatıdır.”

Demirel, bu anlayışla Kürt vatandaşlarımızı da, alevi vatandaşlarımızı da, biz Türkleri de aynı potada kaynaştırmak istemiştir.

Merkez Sağ budur, hep böyle olmuş, böyle yürümüştür.

Meral Akşener’in Kürtlere karşı olumsuz bir tutum içinde olduğu sanısını veren söylem ve hareketlerine düzeltici bir açıklık getirmesini diliyoruz.

  Partisi’nin genç ve akıllı sözcüsü’nün aşağıdaki beyanına katılmamak mümkün değildir:

   İyi Parti Sözcüsü, Kürşat Zorlu, HDP eş Genel Başkanının kışkırtıcı sözlerine karşı çok yerinde ve alkışlanacak bir beyanla şu cevabı veriyor:

  “Kürtler, bu ülkenin, bu vatanın asli ve şerefli vatandaşlarıdır. Bu çerçevede her türlü ayırımcılığı reddediyoruz.”

  Merkez Sağa ve iktidara oynayan bir partinin sözü bu olmalıdır.

Bu güzel ülkenin ve büyük milletimizin geleceği için bir oyu bile kaybetme lüksümüz yoktur.

Unutulmasın: altılı masayı kim devirirse O’nun da, partisinin de siyasi hayatı biter.