Çatalca’da üç dönem belediye başkanlığı yapan İ.Fırat Aykut, “Adaylar ön seçim ile belirlense CHP Silivri ve Çatalca’yı kaybetmezdi. Kaybetmek zordu CHP zoru başardı ’dedi.
Üç kez aday olup üçünde de Çatalca’da seçimi alarak üç dönem belediye başkanlığı yapan Çatalca eski Belediye Başkanı İ.Fırat Aykut, CHP’nin Silivri ve Çatalca’da seçimleri altıntepsi de rakiplerine sunduğunu belirtti. Çatalca ve Silivri’de feodal ilişkilerin olmadığını, buralarda demokrasiyi özümsemiş insanların yaşadığını belirten Aykut, ‘Dayatma ile olmuyor. Dayatmaya halk tepki gösteriyor. Eğer önseçim veya eğilim yoklaması olsaydı, ki yine onlardan yüzde 99 Özcan Işıklar ve Cem Kara çıkardı. O zaman seçim kaybedilmezdi. ‘dedi. Aykut, İmamoğlu ile ilgili bir sorumuzu ise, ‘Halk İmamoğlu’nu sevdi. Çok başarılı bir kampanya yürüttü . İlk yılı zor geçer. Daha sonra durumu akort eder’ şeklinde değerlendirdi. İ. Fırat Aykut; yerel seçimler, istanbul seçimleri ile ilgili gazetemizin sorularını yanıtladı.
1953 İnönü Aykut’ların evinde
-Uzun yıllardır siyasetin içindesiniz. Üç dönem belediye başkanlığı yaptınız. Bölgedeki tüm siyasi gelişmeleri yakından izlediniz. İçinde oldunuz. O zaman baştan başlayalım. Kaç yıldır siyasettiniz?
-Partiye 1972 de kaydoldum. Fakat 13 Eylül 1953’te ben altı yaşındayken İsmet Paşa evimize geldi. Babam Raşit Aykut, ilçe başkanıydı. On dört yılı aşkın ilçe başkanlığı yaptı. 1951’den 1965’e kadar. Gençlik Spor Merkezi olan binanın yerinde CHP İlçe binasının açılışına geldi. Yeni bina yapılmıştı. 14 Eylül 1953 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nin birinci sayfasında haberi vardı. Bunu niye söyledim. Ne zaman başladın? diye sordunuz ya.. Hani derler ya Kalu Bela’dan beri.. Öyle bir evde öyle bir çevrede yetiştik. Siyaset çok konuşuldu. 27 Mayıs 1960’ı bugün gibi hatırlıyorum. İsmet Paşa geldiğinde evimize geldi. Beni sol dizine oturttu. Beni sevdi. Adımı soyadımı sordu.
Annemin hazırladğı yemeği yedi. Yürüyerek gelmişti CHP’nin binasına. Ferhatpaşa Camii’nin önünde bir set vardı. Askerler vardı setin üzerinde. İsmet Paşa’yı gördüklerinde hepsi keplerini havaya atmıştı. 1950’de cumhurbaşkanlığın kaybettikten 3 yıl dört ay sonra geldi . Bugün gibi hatırlıyorum. Asker saygısını gösterdi kep attı.
-Babanız ne iş yapardı
-Akaryakıt bayii vardı. Mobil bayii idi. Ayrıca oto lastikleri satardı. 1994 yılına belediye başkanı olana kadar devam etti orası. Sonra sattık.
Üç kez başkan adayı oldu üçünü de kazandı
-Yerel seçimlerde kaç kez aday oldunuz Çatalca’da?
-Üç kez aday oldum
-Atamamıydı , önseçim miydi?
-İkisi önseçim biri atamaydı. 1984 te atama idi. İlçe yönetimi atadı. Genel Merkez atamadı?
SODEP kurucu ilçe başkanıydım. 1984’de.. Kongremizi yaptık. İlçe’den arkadaşlar benim aday olmamı istediler.
1977’de veto yedi
-Daha öncede 1977 de aday adaylığına başvurdum. Parti beni veto etti
-Neden veto etti.
-Eski milletvekili, Belediye Başkanı Çağlayan Ege ile aramızda siyasi rekabet vardı. Bir genç muhalif grup vardı. Kasım Kolcuoğlu, Süleyman Kolcuoğlu, Timuçin Saraçoğlu, Oğuz Olcay, Tunca Aykut Burhan Karaelmas.. Çok sayıda genç bir ekip var. Partide söz sahibi olmak istiyoruz. Önseçim olacak. Baktılar ki önseçim yapsalar Fırat Aykut çıkacak. Önseçimi kaldırdılar. Merkez yoklaması yaptılar. Oradanda da çok değerli bir abimizi yüksek öğretmen onu aday gösterdiler. Biz de onun seçilmesi için çabaladık. Ama olmadı.
Ne sezeryan ne erken doğum
Hiç bir şey bir anda olmadı. Doğumumuz sezeryan değil, erken doğum da değil, her şey demlene demlene her şey zamanında oldu. Hatta bazısı gecikti. İyi oldu. 84’de SODEP’ten seçildim. O zaman; Doğruyol, Anap , Halkçı Parti vardı. 89’da tekrar aday oldum. SHP’den seçildim.
1991 de bölge birincisi oldu parti barajı geçemedi
- 28 Ağustos 1991Belediye başkanlığından istifa ettim. Milletvekili adayı oldum. İstanbul yedinci bölgede önseçime girdim. Birinci oldum.
Ben 1108 oy almışım.
Celal Gül Küçükçekmece İlçe Başkanı. 841 oy aldı.
Ayşe Timuçin 826 oy aldı.
Mühendis Mehmet Balkaya 787 oy aldı.
Erdoğan Ataç 775 oy aldı.
Kasım Kolcoğlu 657 oy almıştı.
-Bölgede hangi ilçeler vardı?
-Çatalca Silivri, Büyükçekmece, Küçükçekmece.. Bugüne gelirsek, Esenyurt, Avcılar, Beylikdüzü..
O zaman yüzde 20 bölge barajı vardı. Biz yüzde 19.75 oy aldık. Seçilemedik.
-Siz istifa ettikten sonra milletvekili seçilemeyince de geri dönmediniz mi?
-Evet dönmedim. Ara seçim oldu. Adayda olmadım. Yusuf İşçi arkadaşımız aday oldu. Gülay Atıg seçilmişti.
-1994’te de aday oldunuz CHP’den
-Evet o zaman ben başvurdum. SHP'den aday oldum. Başka kimsede aday olmadı.
-Belki de siz aday oluyorsunuz diye aday olmuyorlardı.
-Olabilir. Bilmiyorum.
Milletvekili adaylık yarışları CHP’ye dönüş
-Üç kere belediye ye aday oldunuz . Üçünde de kazandınız. Bir defa önseçime girdiniz bölgede birinci oldunuz. Geçmişte böyle başarılar var. Ondan sonra 1999’da istifa ettiniz galiba.
-O ön seçimde ben on beşinci oldum. CHP Barajı geçemedi .
Önseçim olsa Silivri ve Çatalca kaybedilmezdi
-Siz Çatalca’da üç defa halkın karşısına çıkıp onay almıssınız. CHP bu dönem seçimi kaybetti. Cem Başkan daha önce iki defa kazanmıştı ama bu kez kaybetti. CHP Neden kaybetti. Bir değil bir kaç faktör olabilir.. Aday mı yanlıştı. İlçe mi, genel merkez mi yanlış yaptı. Evet neden kaybedildi seçim?
- CHP’nin mevcut arkadaşlarla seçim alması çok zordu. Tek şartı vardı. Silivri için de bunu söyleyebilirim. İki ilçe de eğilim yoklaması veya önseçim yapılsaydı iki ilçeyi’de CHP alırdı.
-İster mevcut başkanlar çıksın çıkmasın önseçimden fark etmez diyorsunuz?
-Dayatma ile olmaz. Dayatma ile beni de koysalar tepki alırdım. Buralarda feodal ilişkiler yok. Buralarda demokratik gelenekleri benimsemiş insanlar yaşıyor. Bütün dezavantajına rağmen bakın, Çatalca’da Silivri’de de önseçim yapılsa aynı arkadaşlar seçilse; ki ben onların yerinde olsam iki ilçe içinde konuşuyorum, ben Çatalca Belediye Başkanı ya da Silivri Belediye Başkanı olsaydım derdim ki genel merkeze ‘Ön seçim yapın. Ben oradan çıkarım. Çıkmaz isem de çıkan arkadaşımın arkasında adam gibi dururum.’ Derdim. Dayatmaya tepkidir bu. Burada CHP kaybetmedi. İmamoğlu 25 bin oy aldı. Cem bey 22 bin 500 oy aldı. AK Parti ile fark 2 bin 500 dolayında idi.
Önseçimde Işıklar çıkardı Değirmenci aday olamazdı
-Peki Silivri'ye de değindiniz az. Önseçim olsaydı, Özcan bey önseçimden çıksaydı Selami Bey Özcan’ın bey’in karşısında aday olur muydu, olmaz mıydı?
- Hayır olmazdı. Olamazdı. Önseçime giriyor. Ön seçim olsaydı Silivri’de Özcan Bey çıksaydı. Silivri’de Özcan Bey, Çatalca’da Cem bey yüzde 99 çıkardı zaten. Değirmenci'nin bana ifadesi var. Aday olmasın diye de gayret ettim.
Kesinlikte CHP aday karşısında aday olmam
-Siz hiç mevcut CHP’li adayın karşısına aday olmayı düşünmediniz mi?
-Ben mi? Hayır. Ben o defteri kapattım.
-Kesinlikle CHP’nin gösterdiği bir aday karsısında aday olmam diyorsunuz?
-Hayır ben olmam. Düşünmem de. 2004 seçimlerinde SHP’de Genel Sekreter yardımcısı idim. Çatalca’da aday çıkarmadık . CHP kazansın diye SHP aday çıkarmadı. İl Genel Meclisine aday çıkardık . Belediye seçimine aday çıkarmadık. AKP’ye karşın CHP kazansın istedik.
ANAP’lı Akgün , SHP'li Aykut olarak CHP’nin başarısı için konuştuk
-20 Şubat 2008 günü, sayın Hasan Akgün’ü ziyaret ettim. Niçin ziyaret ettim. Çatalca, Silivri, Büyükçekmece , Esenyurt . Bütün bu bölgede Ak Parti’yi geriletmek için düşünce paylaşımında bulunduk. ‘Bakın ben bir yere aday değilim. Beldeler var daha. Ben SHP’deydim. O ANAP’taydı. O zaman CHP içerisinde birleşirsek AKP'yi geriletiriz. Benim dışımda da CHP yöneticileri ile Hasan bey arasında temaslar gelişmiş. Hasan bey CHP’ye geçti. Buralarda ne yapabiliriz diye toplantılar yapıldı. 2009’da benim adaylığım için talep oluyordu. Ben burada Cem bey olsun, O’nun ile alırız diye demiştim. Nihayetinde Cem Kara aday oldu ve kazandı.
CHP Çatalca Silivri’de zoru başardı. Kaybetmek zordu ve kaybettiler. Birinci nedeni de yöntem.
Parti programı ve tüzük ne işe yarar?
-Cuma günü genel başkanın Çalıştay konuşmasını dinledim. Yedi ilke. Güzel.
Ülkede demokrasi olması için parti içinde demokrasi olmalı. Parti içi demokrasi deyince sadece önseçim mi? Partinin programı vardır. Vahiyle gelmiyor. Bu yazılmadan önce aylarca tartışılıyor. Ayrıca partinin tüzüğü var. Program ve tüzük tartışılıyor. Bunlar kurultayda yapılıyor. Yönetmelikler var. Yönetmeliği de Parti Meclisi yapıyor. Bunlar niye yapılıyor?
Size 2016 29 Temmuz’unda CHP burda örgüt toplantısı yaptı. 15 Temmuz’dan 14 gün sonra. Engin Altay, Eren Erdem ve Zeynel Emre de katıldı. Ben de söz aldım. Türkiye çok kötü yönetiliyor. bunun neden de CHP kötü yönetiliyor. Partinin iyi yönetilmesi için kendi tüzüğüne ve programına bakmalıyız. Onu uygulamalıyız. Tüzükte . 56 Madde var. Diyor ki.Onur kurulu var yılda bir kez toplanır. Küçük kurultay yılda bir kez var . O da yılda bir kez toplanır diyor. Toplanıyor mu?. Bu tüzüğü okuyunca Engin Altay, “Ben atlamışım bunları MYK’da gündeme getirecaeğim. “ Dedi.
Ben genel başkana da telgraf çektim. Onur kurulu ve Küçük kurultayın toplanmasını önerdim.
Ya programı değiştirin ya programa uyun
“Kurandaki İslam ile yaşanan İslam arasında çok çelişki olduğunu İlahiyeat Profesörleri ifade ediyorlar. Hatta bunun üzerine rahmetli Yaşar Nuri Öztürk bir kitap yazdı. Olayı tam kavratmak için söylüyorum. Bir de programdaki CHP ile mevcut CHP arasında fark var,. Biz program ve tüzükteki CHP’yi arıyoruz. Kuran’ı kimse değiştiremez. Ama tüzük ve program değişebilir. Ya tüzük ve programı değiştirin, ya da mevcut program ve tüzüğe uyun.”
Her işin yobazı tehlikelidir
“ 2015’te milletvekili önseçiminde 33.oldum. Çok iyi aradaşlarımız var tabi. Bir Alevi arkadaş, “ Ya abi senin içi Alevi düşmanı diyorlar Onun için Aleviler sana oy vermiyor” dedi. Benle ilgili üç ana başlık var.
1-Yaşlı. Evet Ali Şeker 68 doğumlu. Be o yıl İTÜ’yü bitirmişim. Kim söylüyorsa doğru söylüyor
2-Genel başkana muhalif. Doğru söylüyorlar.
3-Alevi düşmanı diyorlarmış.. Orda yalan söylüyorlar. Niye düşman olayım ki. Ben laikliğe çok düşkün bir adamım. Bildim bileli kendimi hep Alevi -Bektaşi kesime yakın hissetmişimdir. Ama yobaz değilim. Her işin yobazı tehlikelidir.
Taşıma seçmen olurken siz neredeydiniz, ne yaptınız?
-Şimdi efendim siz Silivri ve Çatalca’nın faili aday belirleme yöntemdir dediniz. Peki taşıma seçmen iddiaları da bayağı yüksekti . Taşıma seçmen yok muydu ? Bunlar seçimi ne ölçüde etkilemiş olabilir. Mesela KİPTAŞ var . Buraya oy taşınmış olabilir mi?
-Tabiki olabilir. Bunları ilçe bilir. Yuvarlak rakamlar söyleyeceksem.
2018 milletvekili seçimlerindeki seçmen sayısı ile 31 Mart seçmen sayısı arasında 3300 fark var.
-Çatalca için çok değil mi?
-Her yer için çok. Size net rakamlar söyleyeyim mi.
Seçmen sayısı 2018 Haziran seçiminde 53 bin 501 bu 31 Mart’ta 56.868 . 3 bin 367 fark olmuş.
-Bu doğal artış değil
-Mutlaka. Doğal artış da var. Bunu ilçe, il teknik çalışmalar yaptı. 3. Bin dolayında itiraz yapıldı. Şimdi tam hatırlamıyorum ama bir kısmı iptal edildi.
Geçen 2018 te 24 Haziran’ da geçerli oy, 47.727; 31 Mart’ta 2019 'da, 48 bin 660. İkisinin arasıdaki fark 933. Oysa Mesut Üner ile Cem Kara arasındaki oy farkı 2 bin 500. Demek ki 933 taşıma oy olsa bile biz kendi seçmenizimi sandğa getirememişiz demektir. Biz niye sandığa seçmeni taşıyamadık?
Seçim kaybeden başkanlar devam etmeli mi?
-Peki ilçe yönetiminin , adayın hiç kusuru yok mu?
-Olmaz olur mu. Birinci sırada ilçe yönetimidir. Bir ilçe, iki il, üç genel merkez. Son olarak ta aday tabi.
-Seçim kaybetmiş ilçe yönetimi devam etmeli mi, bir görev değişikliği olmalı mı?
-Zaten kongrelere gidecek parti. Ne yapacaklar bilmiyorum. 31 Mart’tan sonra dört ay geçti. 23 Haziran’dan da dört haftadan fazla geçti. Bütün çevredeki ilçelerde örgüt toplantısı yapıldı. Çatalca’da yapılmadı. İlçe bir örgüt toplantısı yapsın. Engel olan ne?31 Mart’tan sonra iki kez toplandı. Sayın İlçe başkanımız. Örgüt toplantısına benzer toplantılar. Niçin böyle söylüyorum. 2500 dolayında bir üyenin olduğu Çatalca’da örgüt toplantısı 60-70 kişinin sığdığı ilçedeki salonda yapılmamalı. Çatalca'da büyük salonlar yok mu?
-Bundan sonra CHP ne yapmalı?
-Yanıtı hem zor hem kolay bir soru. Zor; parti içinde demokratik hukuk kuralları yan itüzük işleseydi şimdiye kadar zaten parti arıtma sistemi çalışmış olur, parti kendi gerçek örgütüyle yönetilirdi. Ama ne yazık ki; hep tepeden inme, dışardan aşı yapıldıl Kökü ceviz, bir bakıyorsunuz kiraz aşısı yapıyorlar. Kemal bey bu aşıları çok yaptı. CHP çınar ise ; ceviz, armut, incir aşıladılar. Hepsi meyve verdi. İncir görünümünde içi başka, kiraz görünümünde tadı başka. Şimdi parti bu halde. Partiyi bütünüyle yenilememiz lazım. Değişim alttan başlamalı. Ama köydeki mahalledeki insan uyuşturulmuş vaziyette. Buna CHP üyesi de dahildir. Erdoğan nasıl Türkiye’deki seçmeni kendisine göre seçmeni yeniden imal etmişssie, Kılıçdaroğlu da kendilerine göre üye yeni imal etmişlerdir. Bu üye ile bu üye yapısıyla ChP umut olur mu. Bana göre olmaz. Umut halktadır. Ben Çatalca laboratuarında yaşıyorum. Halkın ne düşündüğünü biliyorum, parti üyemin ne düşündüğünü bilmiyorum. Rüyalarını bile siyasi olarak gören bir insan olarak söylüyorum. Halkın beklentileini özlemlerini biliyorum ve onları anlıyorum. Parti üyelerimin büyük bir kesimin özlem ve beklentilerinin toplamsal olmadığını, bireysel özlem ve beklenti içinde olduklarını düşünüyorum. Son yıllardaki davranış biçimleri göre parti içinde oyları farklı şekilde kullandıklarını görüyorum. Bu eleştiriler CHP üyelerine de zor gelebilir. Doğruyu söylüyorum. Düzelme umudu yok mu? Var. Yine alttan yukarı değil, başlangıç olarak yukardan aşağı olabilir. Kemal bey’in eline bu fırsat kaç kez geçti kullanmadı. Aynı 6 Haziran 1993’de Erdal İnönü’nün yaptıığı gibi, 6 Haziran 1983’te SODEP’i kurdu. 10 yıl sonra dedi ki ben yokum. SHP'yi seçimli kurultayı davet ediyorum. Herkes kendine göre yarışa girsin" dedi. 11 Eylül’de partiyi kurultaya davet etti. Bu örneği Kemal bey alsın önüne koysun. Elbette onun gönlünde yatan aday ve adaylar vardır. O da desteklesin.
Kılıçdaroğlu arama konferansalrı yapardı. Şimdi tam zamanı. Yaşayan genel başkanlar, genel sekreterleri, grup başkanvekilleri, bilim adamları, eski büyükşehir belediye başkanları, yeni büyükşehir belediye başkanları, il belediye başkanları otursunlar üç gün beş gün bir arama konferansı yapsınlar.,Nasıl bir genel başkan, nasıl bir parti ? sorularına yanıt arasınlar..
Halk AKP’ye karşı tepki gösterdi
-Kılıçdaroğlu’na davette bulunuyorsunuz, önermede bulunuyorsunuz. Ama bir nokta var. Aday belirlemelerde bir çok eleştiriler var . Ancak yine; İzmir, Ankara, İstanbul, Adana’da genç isimleri bulup aday gösterdi ve seçimler alındı. Kılıçdaroğlu’nun bu tercihlerde başarılı olduğu doğru seçimler yaptığı ifade ediliyor. Nitekim Sayın İmamoğlu da ‘Kendrisine minmet borçluyum’ dedi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz.
-Çalıştaydaki konuşmada Kılıçdaroğlu dedi ki “ Bu seçimi halkın demokrasiye olan inancı kazanmıştır. Ben bunu bu partinin genel başkanı olarak söylüyorum’. Halkpartilerden daha ilerilerde. Bu arada bizimkiler halkın beklentilerine bir çok yerde uygun isimkleri aday yaptılar. Ama artık halk AkP’ye karşı direnmek istiyordu. İyi Parti ile CHP’nin oluşturduğu bu millet ittifakı, daha öncesi cumhurbaşkanlığı seçiminde oluşan milllet ititfakı bileşenleri ve görünmeyen bileşenleri .. Halkın bu ittifaklara desteği, ve AkP’ye tepki ortaya çıkıyordu.
Allah İmamoğlu’nu akıllı insanlara rast getirsin..
-Biraz da Ekrem İmamoğlu konusuna değinelim. Ekrem bey’i nasıl buldunuz?
-Ekrem Bey büyük başarı elde etti.Çok çalıştı. Her adımını hesaplı attı. Her sözünü düşünerek söyledi. Halkın güvenini kazandı.. Halk ona inandı.. Halk onu çok sevdi..
Merhum Tugrul Erkin’in Süleymaniye Camii’nde cenaze namazı kılındıktan sonra sayın Nurettin Sözen'in özel kaleminden arkadaşlar ve İmamoğlu ve ekibi ile kurufasulyeci’de buluştuk. Sayın İmamoğlu içeri adım attığında tüm masalar kendisini coşkuyla alkışladı. Gerek İstanbullular gerek İstanbul dışından gelenler kendisi ile fotoğraf çektirmek için yarıştılar. Bu kadar sevilmenin ve coşku dolu alkışlı ilginin karşısında hiç yorulmadan ve büyük bir alçakgönüllülükle durmasını çok yakından sevinerek ve imrenek izledim. Allah yolunu açık etsin. Hizmet için harcayacağı emekleri ziyan olmasın. Akıllı, bilgili, vicdanlı ve ahlaklı insanlara rartlasın. Allah O’nu aptal dostlarından korusun.
İmamoğlu’nun sadece ilk yılı zor geçer
-İBB Meclisi’nde çoğunluk Ak Parti’de, genel iktidarda da Ak Parti iktidar. Bu durum hizmeti nasıl etkiler. Ekrem’in işlerini aksatmaz mı?
AK Parti’nin meclisteki çoğunluğu elbette önemlidir. Ancak meclisin canlı yayını ve başkanlık tarafından gündeme getirilecek akılcı ve gerçekçi projelerin AKP grubu da bir müddet sonra karara katılacaktır. Demokrasi hem tahammülü hem de uzlaşmayı gerektirir. Aksi halde demokrasiden bahsedilemez. Halkın özlem ve beklentilerini meclis gündemine kim getirirse o kazanır. Kim karşı çıkarsa o kayebeder.
İmamoğlu’nun ilk bir yılı oldukça zor geçecektir. İmamoğlu, AKP’den gelecek saldırılara karşı önlemini alacaktır. Esas dikkat etmesi gereken kendi aradaşlarından ve partililerinden gelecek saldırılardır. Allah İmamoğlu’nu partisindeki muhterislerden korusun. Halk AKP’nin engellemelerine karşı bazı projelerdeki gecikmeyi anlayışla karşılar ama kendi partisi tarafından engellemelere maruz kalırsa buna anlayış göstermez.
Ben İmamoğlu’nun en fazla bir yıl içinde hem İBB Meclisi, hem de 39 belediye ile ilişkilerini akort edeceğini umuyorum. Hatta Cumhurbaşkanı ile bir uzlaşmanın bile olacağını.. Zaten Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan ’nin bu yıl sonuna kadar siyasal etkisinin çok azalacağını ve büyük bir sürpriz olmaz ise bu etkinin yakın zamanda biteceğini sanıyorum. Artık hiç bir şey R..Tayyip Erdoğan’dan yana değil.