Pasifik’e güvenilen ortak mı, yoksa dev fosil yakıt ihracatçısı mı? Bu hafta Avustralya ikincisini seçti

*

Avustralya uzun zamandır aynı anda iki şey olmaya çalışıyor: Çin’in etkisini azaltmak için Pasifik

ülkelerinin güvenilir bir dostu ve fosil yakıtların dev bir ihracatçısı. Pasifik ülkeleri iklim değişikliğini

varoluşsal bir tehdit olarak gördükçe, bu diplomatik ip cambazlığı giderek zorlaşıyor.

Bu hafta, Avustralya hükümeti kamuya tamamıyla açık bir forumda bir seçim yapmak zorunda kaldı.

Fosil yakıtları seçti.

*

Birleşmiş Milletler iklim görüşmelerinin yavaş temposundan hayal kırıklığına uğrayan Vanuatu ve diğer

Pasifik ülkeleri, ülkelerin mevcut ve gelecek nesiller için Dünya'nın iklim sistemine zarar vermesini

önleme yükümlülüklerini açıklığa kavuşturmak için Hollanda'daki Uluslararası Adalet Divanı;nda bir dava açtı.

*

Uluslararası iklim müzakereleri genellikle kapalı kapılar ardında yürütülürken, bu dava kamuoyuna açık biçimde yapılıyor. Avustralya’nın ortaya koyduğu argümanları ve kendisini hangi ülkelerle birleştirdiğiniaçıkça görebiliyoruz.

*

Pazartesi günü mahkeme salonunda Avustralya, iklim değişikliğine katkıda bulunma konusundaki yasalsorumluluklarını en aza indirmek için Suudi Arabistan, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin gibi büyük gaz salınımı yapanlar ve fosil yakıt ihracatçılarının yanında yer aldı.

*

Bu davada tehlikede olan ne?

Bu hafta, Vanuatu ;nun başkenti Port Vila;daki bir üniversite dersinden New York’taki Birleşmiş Milletler koridorlarına ve şimdi de Lahey’deki dünya mahkemesine uzanan beş yıllık bir hukuk kampanyasında bir dönüm noktası. Uluslararası Adalet Divanı, Birleşmiş Milletler üye devletleri arasındaki anlaşmazlıklarıçözebilen tek uluslararası mahkemedir.

*

2019’da, Güney Pasifik Üniversitesi'ndeki 27 hukuk öğrencisine büyük bir fırsat verildi: İklim adaletine yönelik en iddialı yasal yolları bulmak. Dünya mahkemesine dava açmanın bu amaca uygun olduğuna karar verdiler.

*

2023 yılında Vanuatu ve diğer ülkeler, BM Genel Kurulu'nda dünya mahkemesinin iki soru hakkındadanışma görüşü vermesini gerektiren bir karar çıkarmayı başardılar: Devletlerin sera gazı salınımlarındaniklimi korumak için uluslararası hukuk kapsamında hangi yükümlülükleri var ve devletlerin dünyanın iklimine “önemli derecede zarar”;vermesinin yasal sonuçları nelerdir?

*

Duruşmadan önce dünya mahkemesi rekor sayıda yazılı başvuru aldı. Yargıçlar iki hafta boyunca sözlü

başvuruları dinleyecekler. Daha sonra ülkelerin salınımlarla mücadele etmek için sahip olduğu yasal

yükümlülükleri açıklığa kavuşturarak uluslararası hukukta yeni bir ölçüt oluşturması beklenen bir

danışma görüşü sunacaklar.

*

Danışma görüşü bağlayıcı olmasa da mahkemenin bulguları ulusal mahkeme davalarına ve BM iklim

görüşmelerine yansıyacak.

Avustralya için bu dava doğrudan bir karşıt bir konum sergiliyor. Fosil yakıt ihracatını azaltmayı

planlamıyor. Aksine, bunları arttırmayı planlıyor.

Mahkemenin görüşü fosil yakıt ihracatçıları ile iklim hasarı arasında net çizgiler çizerse, Avustralya için

ciddi sonuçlar doğurabilir. Örneğin, iklim hasarı için tazminat davalarının önünü açabilir.

Avustralya 2000’den beri 700’den fazla petrol, gaz ve kömür projesini onayladı. Düzinelercesi daha onay aşamasında. Federal hükümet bu hafta üç yeni kömür madeninin işletilmesinin önünü açtı.

Avustralya artık dünyanın en büyük kömür ve gaz ihracatçılarından biri. Bu nispeten yeni bir durum.

Kömür 1801’den beri ihraç ediliyor olsa da, sıvılaştırılmış doğal gazın büyük ölçekli ihracatı on yıl gibi birsüre önce başladı.

Fosil Yakıt İhracatının Buzdağı Etkisi

Ülke içi salınımın2022 yılında MtCO, e/yıl cinsinden fosil yakıt ihracatı salınımı ile karşılaştırılması tablosu

(Kırmız renktekiler ihraç bağlantılı salınımı, Koyu yeşil renktekiler ülke içi salınımı göstermektedir)

*

Toprakta İnsan Kaynaklı Değişimin Yarattığı Karbon Salınımını (LULUCF) İçermemektedir

Avustralya’;nın fosil yakıt ihracatının denizaşırı ülkelerde yakılmasıyla yaratılan salınımlar, artık ülkenin

tüm iç ekonomisinde yaratılan salınımların iki katından fazla. Bu salınımlar küresel iklimimize zarar

veriyor ve Avustralya'daki ve dünyadaki insanlara zarar verme riskini artırıyor.

Avustralya Lahey'de neyi savundu?

Vanuatu davayı açarken, deniz hukuku, insan hakları hukuku ve çevre hukuku dahil olmak üzere bir diziuluslararası yükümlülük kapsamında iklim değişikliğine neden olan eylemlerin hukuka aykırı olduğunusavundu.

Avustralyalı delegeler, Vanuatu’nun bu davayı açmadaki liderliğini övdüler ve Avustralya;nın iklim

konusunda Pasifik ile çalışma konusundaki kararlılığını yinelediler.

Ancak diplomatik nezaketlerden sonra, Avustralyalı Başsavcı Stephen Donaghue savunmasını yaptı.

Mahkemeye, iklim değişikliğini hafifletme konusunda yalnızca ülkelerin iç salınımları azaltmak için

hedefler belirlemesini gerektiren Paris Anlaşması'nın geçerli olması gerektiğini söyledi.

Donaghue ayrıca sera gazı salınımlarının, örneğin bir ülkenin diğerinin çevresine zarar veren toksik

atıklarından farklı olduğunu savundu. Bunun, emisyonların birçok kaynağı olmasından kaynaklandığını

savundu.

*

Donaghue ve Avustralyalı delegasyon, mahkemenin salınımları azaltma yükümlülüklerine dar bir bakış

açısıyla yaklaşması gerektiğini ve iklim değişikliğinin neden olduğu zararların sorumluluğunun tek tek

devletlere yüklenemeyeceğini ileri sürdü.

Avustralya ayrıca insan haklarını korumanın iklim değişikliğiyle mücadele yükümlülüklerini kapsamadığınısavundu.

2022’de Torres Boğazı Adalıları, BM İnsan Hakları Komitesi'ne iklim değişikliğini ele almamanın insanhaklarını ihlal ettiğini söyledi.

*

Pazartesi günü, özel iklim elçisi Ralph Regenvanu Vanuatu adına ifade vermeye başladı. Uluslararası Adalet Divanı,

CC BY-NC-ND

Bu ne anlama geliyor?

Mahkemenin görüşü gelecek yıl açıklanacak.

*

Avustralya;nın argümanlarına rağmen, diğer mahkemeler ve mahkemeler tarafından verilen son kararlar,mahkemenin Avustralya’nın lehine karar vermeyebileceğini gösteriyor.

Örneğin, Mayıs ayında, Uluslararası Deniz Hukuku Mahkemesi, sera gazı salınımlarının bir tür deniz

kirliliği olduğunu (çünkü bu salınımlar okyanusu asitleştirip ısıtıyorlar) ve ülkelerin bunu önleme yükümlülüğü olduğunu tespit etti. Mahkeme, devlet yükümlülüklerinin Paris Anlaşması'nı uygulamaklasınırlı olduğu yönündeki argümanları reddetti.

Amerika İnsan Hakları Mahkemesi'nin benzer bir davaya ilişkin kararının yıl sonundan önce açıklanmasıbekleniyor.

Lahey’deki yargılamalar devam ederken Pasifik devletleriyle ilişkilerde gerginlik yaşanması muhtemel.

Mahkemenin tavsiye görüşünü açıklayacağı gelecek yıl, meseleler bir dönüm noktasına gelebilir.

Avustralya’nın 2026 BM iklim görüşmeleri olan COP;e Pasifik ada ülkeleriyle birlikte ev sahipliği yapıp yapmayacağına dair karar henüz açıklanmadı.

Avustralya’nın COP’a evsahiliği yapma teklifi başarılı olursa, Kanberra'ya fosil yakıt ihracatından uzaklaşıp kritik mineraller ve çevreye uyumlu demir metali eldesi gibi yeşil ihracatlara yönelme sinyali verme şansı verebilir. Bunu yapmak, Avustralya’nın çıkarlarını Pasifik ile uyumlu hale getirecek ve onu tercih edilen bir ortak olarak çok daha net bir şekilde sunacaktır.

B u yazının İngilizce aslına aşağıdaki internet bağlantısından ulaşılabilir.

*******

https://theconversation.com/trusted-partner-to-the-pacific-or-giant-fossil-fuel-exporter-this-week-

australia-chose-the-latter-

245268?utm_medium=email&utm_campaign=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20Dece

mber%206%202024%20-

%203188832522&utm_content=Latest%20from%20The%20Conversation%20for%20December%206%2

02024%20-

%203188832522+CID_374a7bb764af13fe78d632d468f0084d&utm_source=campaign_monitor&utm_te

rm=Trusted%20partner%20to%20the%20Pacific%20or%20giant%20fossil%20fuel%20exporter%20This%

20week%20Australia%20chose%20the%20latter