Gençtik! kulaklarımızın duyduğu kadarını değil, tırnaklarımızın ucuna vuran duygu sağanağını, Onun sesinden dinleyerek yılların içinden geldik geçtik. Azimliydik! devrimciliğimizi parkamızla, sakalımızla, inancımızla hiç çekinmeden belli ederdik.Yaralıydık yaralı! ki, bir yara ancak kendi kabuğunun altında susar, incecik sızısından bilirdik. Çilekeştik ey cefakeştik! sanki şu cihanın içindeki bütün kahrı biz devrimciler çekerdik. Lâkin direngendik, direnişi çok severdik! Umutsuzluğa, haksızlığa, zorbalığa geçit vermeyeceğiz diye gün gece yoldaşlarımızla and içerdik. Bir de tutku doluyduk, ruhumuzu itibar ettiğimiz sanatçıların sesi ve duruşuyla tepeleme doyururduk. Gençtik a, çok gençtik! yangınlarda, grevlerde, işçi bayramlarında O’nun şarkılarını su gibi içerdik.

*

Edip Akbayram kıyas kabul etmeyecek kadar özgün bir ses, kimseyle yarıştırılamayacak kadar özel bir sanatçı, ve hiç kimsenin önünde diz çökmeyecek kadar vakur bir insandı. Bu akşamüzeri duyduk ki sessizce hazırlanıp göç eylemiş. İşittik ki, Tarık Akan, Tuncel Kurtiz, Ferhan Şensoy, Kazım Koyuncu, Vedat Türkali, Ahmet Arif O’nu türküleriyle beklemekteymiş. Uğur olsun Edip Akbayram, sonsuz olsun huzurun…bizden selam götür toprağımın haysiyetli sanatçılarına.