Sen istediğin kadar plan yap,
Kılı kırk yar,
Her türlü oluru-olmazı düşün,
İşini-gücünü planla,
programla, yoluna koy,
Sonra da:"Bundan sonra her şey tamam!" deyiver.
*
Sevin,
Hayaller kur,
Umutlan
Ardından,
Korona diye bir virüs,
bütün planlarını alt-üst etsin.
Yetmiyormuş gibi bir de seni zorunlu olarak evine hapsetsin.
Oldu mu ya şimdi?
*
Sahi biz kendimizi evlerimize hapsederken,
neyin bedelini ödüyoruz,
anlamadım gitti.
Bu neyin ve kimin yüzünden oldu.
Hani her şeyin bir bedeli vardı ya!..
*
Şu gözle dahi görülmeyen,
basit, hapşuruk damlalarının içine girecek kadar küçük olan ve adına 'Korona' denilen bir virüse,
'Teknolojisi süper, parası bol, donanımı muhteşem' olan böyük,
böyük devletlerin gücü yetmedi,
karşısında çaresiz kaldılar.
*
Vah ki vah.
Demek ki neymiş?
Masumun, güçsüzün karşısında güçlerini göstermeye çalışanlar, kendilerinden güçlü olanların karşısında nasıl da çaresiz kalıyorlarmış,
cümle âlem gördü.
*
Demek ki neymiş?
Küçücük bir virüs bile, bu böyük devletlerin ipliğini pazara çıkartabiliyormuş vesselam.
Dünyanın en böyüğü bile insanını ölüme terk edebiliyorsa, hem daha ne denilebilir ki!?
*
Ne güzel de söylemiş bizim dedelerimiz."Böbürlenme padişahım, senden büyük Allah var...
"Başka:"
Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste!..
Üstelik fark edemezsin bile.
Anlaşılan, bu virüs dünyada 'Büyük' diye bir şey bırakmadı.*
Galiba, bu virüsten sonra 'Her şey çok daha güzel olacak!
'Hak, Hukuk, Adalet anlayışı sanırım daha dikkate alınır olacak.
Baksanıza küçücük bir virüs;
Kraliçe,
Kral,
Başbakan,
Bakan,
Vekil,
Para babası,
Fakir,
Kadın,
erkek dinlemedi ve kendisini umursamayanlara adil bir şekilde bedel ödetti.
Belki de;
-benden uzak olsun ama- sırf bu yüzden sevdim ben be bu Korona'yı.
Bakın ne güzel de bütün dünyaya;"HAK, HUKUK, ADALET" dersi verdi.
Vermedi mi?
Üstelik de kimseye imtiyaz tanımadı.
*
Fakirin,
Kimsesizin,
Çaresizin,
Engellinin
En az diğerleri kadar yaşama hakkı olduğu fark edilebilsin istedi, belki de!
Keşke bu fark edilebilse.
Hani ne de güzel olur!..
