Aile olarak ilan ettiğimiz koronavirüs (coronavirus) covid19 sıkıyönetiminde bir ayı tamamladık. Bunun son üç haftası hücre hapsi gibi geçti. Bu sürede evimizin bulunduğu site dışına hafta bir pazar alıverişi için, üç kez şehir merkezindeki zorunlu işlerim için çıktım. Bunun biri banka işlemiydi. Müşteri temsilcim tüm belgeleri hazırladı, gittim imzamı atıp çıktım.

Evde kanarya ile düet yap, bahçeye çıkıp çiçek dik, ağaçlardaki tomurcukları ve çiçekleri say, kedilerle oyna… Haftanın beş altı günü, günde7 ila 10 kilometre arasında yürüyen biri için sıkıntılı süreç gibigörünse de evde kalmaktan değil, her şeyi didiklemekten daral geldi.

Bakan çıkıp açıklama yapıyor; mantığa vuruyorsun aykırı geliyor, eksikler var. Bir başkası konuşuyor, matematiğin ‘‘M’’sine, haliyle aklın ‘‘A’’sına aykırı. Memleketin haline, yurdum insanına bakıyorsun; bir zavallılık, perişanlık…

Belki küçük örnekler olabilir ama salgınla ilgili olarak, ‘‘Nasıl olsa öleceğiz’’umursamazlığından ‘‘Allah’ın evinde virüs mü olur, melekler temizler’’ diyenlere kadarciddi sıkıntılar var. Bilginin ve bilmenin suçmuş gibi gösterildiği sürecin sonunda gelinen nokta…

Evde boşum ya, her şeyi didiklemeye devam ediyorum.

Geçen haftalarda ısrarla tarımsal üretimin önemini veböylesi kriz dönemlerinde öncelikle bu sektörün desteklenmesi gerektiğini; ciddi dağıtım zincirinin şart olduğunu yazmıştım.

İnternetteki ‘‘domates serada 50 kuruşa kadar düştü’’ haberinden sonra, pazarda 13 liraya kadar yükselmiş domates etiketini gördüm. Marketlerde 4 liraya dayanan, hatta geçen patates ve soğan etiketleri dikkatimi çekti.

Bu arada CK Enerji Akdeniz Elektrik’ten aboneye gönderildiği belirtilen bir mesajla ilgili haberi gördüm. Faturasını ödeyemeyen abonelerin elektriği iki ay süre ile kesilmeyeceği, faturaların aylık yüzde 1.60 faiz uygulanarak öteleneceği belirtiliyordu. ‘‘Evde kal’’, faiz öde…

Tarım demek, Antalya için hava su demek. Sonra turizm ve ticaret gelir.

Bir karar alınıyor, bir öneride bulunuluyorsa buna uyulması için altının doldurulması gerekir…

Merkezi idare kararlarının bu bakımdan çok yetersiz olduğunu uzmanlar günlerdir anlatıyor. Önceki gün (28 Mart Cumartesi) Antalya İl Pandemi Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldı. Antalya özeli için, burada tarım ve borç ötelemeleriyle ilgili bir şeyler var mı diye baktım. Merkezi idare kararlarının üzerinden geçilmiş, biraz da birilerine övgü düzülmüş; hepsi o…

Görünen o ki, ‘‘Yumurtaya can veren rabbim!’’ deyip bekleyeceğiz.