“İktidarların çanağı kaymaklı olur”

 Bir Anadolu köylüsünün deyimi olsa da, değer ifade ediyor.

 İktidar çanağını yalayanlardan oldum olası nefret etmişimdir.

 Gençlik yıllarımda Adalet Partili idim.

 Kapanmış olsa da kendimi halâ O partili hissederim.

 Demokrattı, lâikti, medeniyetçi idi, özgürlükçü idi.

 Rahmetli lideri her konuşmasında hep “Konuşan Türkiye” özlemini dillendirdi.

 “Eleştirilmediğimiz günlerde üzülürdük. Acaba demokrasi inkıtaya mı uğradı” derdi.

 Bir keresinde, Başbakanken kendisine küfrettiği için hapse düşen vatandaşı hapisten çıkarttırmak için hukukçu arkadaşı Yaşar Topçu’yu görevlendirmişti.

 Demişti ki: “Herhalde büyük bir yanlışlık yaptık ki, adam bizi kalaylamış. Git o adamı oradan çıkar.”

 Nitekim, adam delikten çıkarılmıştı.

 Gelip, rahmetli Demirel’in elini öptü, ne kadar büyük bir adam olduğunu söyledi yüzüne karşı.

 Şimdi bakıyorum da, “Yağcılar” isimli bir durak oluşmuş, bazıları o durakta inmek için birbirini itiştiriyor.

 Bizim partimiz  iktidarda iken, 18 yaşında bir genç olarak iktidarın organı olarak bilinen gazeteleri ve yazarlarını hiç okumadım.

 Hep, farklı görüşler aradım ve o devirde alâsını buldum.

 Basın özgürlüğünün sonuna kadar işletildiği bir devirdi o yıllar.

 Kalem erbabı “Ya Allah!” deyip bindiriyordu iktidara.

 Hiç kimse yakalarından tutup içeri atmıyordu.

 Yargı bağımsızdı.

 Adalet, bütün unsurlarıyla işliyordu.

 Özgürlükler sınırsızdı.

 “Yollar yürümekle aşınmaz”dı.

 İyi Parti 19 Mayıs dolayısıyla bir spot yayınlatmak istemiş.

 Bu güzel spotu bütün kanallar yayımlamış, ikisi müstesna.

 Tüpçünün medyası.

 Spotta, partinin genel başkanı Akşener şöyle diyor:

 “Hüznümüz de bir, sevincimiz de.

 Dünümüz de bir, yarınımız da.

 Birlikte atıyor yüreklerimiz,

 Çünkü aynı gemideyiz.”

 O zatın başında bulunduğu kanallar yayımlamadı sadece.

 Gen meselesi.

 Babası da aynıydı.