Afgan şair, Nadia Anjuman (1980-2005)’ın henüz yirmi beş yaşındayken, büyük beğeni toplayan şiir kitabı Gol-e Dudi (Kara Çiçek) yayınlanır. Çeşitli ülkelerde ilgiyle karşılanır, şiirleri. Ancak, kitabının yayınlanmasından kısa bir süre sonra, şiir yazdığı gerekçesiyle kocası tarafından dövülerek öldürülür. Geride 6 aylık bir çocuk ve şiirlerini bırakır.
Nadia Anjuman’dan bir şiir:
***
Ağzımı açacak hevesim yok. Ne söyleyeceğim ki?
Anlatsam da anlatmasam da hor görüleceğim bu çağ tarafından
Balı nasıl söyleyeceğim? Dilimde zehre döndü–
Yazık! Gem vurdu ağzıma despotlar
Ağlasam da gülsem de, yaşasam da ölsem de
Kederimi paylaşacak kimsenin olmadığı bu dünya sağ olsun
Keder, acz, pişmanlıklar ve ben. Bu hapishanenin köşeleri
Ben boşuna doğmuşum, ağzım mühürlenmeli.
Ah kalbim! Baharın geçtiğini biliyorum ve neşesinin de
Ama nasıl uçabilirim bu kırık kanatlarla?
Bunca zaman sessiz olsam da unutmadım şarkı söylemeyi
Çünkü şarkılarım kalbimin tenhalığında fısıldadı
Bu kafesi parçalayacağım bir gün, onun korkunç ıssızlığını
Zevk şarabını içeceğim, şarkı söyleyeceğim bir kuşun baharda yapması gerektiği gibi
İnce dallı bir ağaç olsam da her rüzgarda titremeyeceğim
Ben bir Afgan kızıyım – feryadımı haykıracağım, sonsuza dek dokuyacağım onu.