Bazı kelimeler, düşünce ve duygularımızı özetle anlatabiliyor, kestirmeden gitmek gibi, daha az yorularak. Ama, insanların ağzına pelesenk olduklarında içleri boşalıyor ve sıradanlaşıyor.

İşte böyle durumlarda, bu kelimeler bana iğreti, suni ve samimiyetsiz geliyor

*

Birisi bana “CANIM BENİM” derse, çok özel olduğumu hisseder mutlu olurum. Can bu, başka şeye benzemez. İnsanın kaç tane canı olabilir ki? Bana bahşedilmiş bir sevgi gibi algılar, değer veririm.

Ama herkese canım benim denilmeye başlandığında normal karşılayamıyorum. Önüne çıkanın alnına para yapıştırır gibi “canım benim” i yapıştıran kişilerin, bilgisayar oyunlarındaki karakterler gibi çok canlı olduğunu düşünüyorum, bitince istediği kadar can alabilen.

*

Şimdi bazılarınız, “Aman benim için FARKETMEZ” diyebilirsiniz. Demeyin ne olur, farketsin sizin için. Farketmez kelimesi de takıldıklarımdan. “Kahveni nasıl istersin?” “Farketmez” Niye farketmez, şekerli, şekersiz, sütlü arasında hiç fark yok mu? “Sinemaya gidelim mi?” “Farketmez”. “Evde mi kalsak?” “Farketmez”. “O zaman tiyatroya gidelim.” “Farketmez”

-

Farketmez demek, insiyatifi karşındakine bırakmak demek. Yerinde kullanıldığında, bilinçli kullanıldığında, az kullanıldığında tam kısa yol tuşu, zaman kurtarır. Sürekli kullanıldığında ise bir vehamet. Senin zevklerin, senin kararların, senin seçimlerin belirlemeli yaşamının akışını. Farketmez diyerek, bir başkasına bıraktığın seçimlerle geçen ömür senin olur mu?

*

Bir çoğunuzun içinden “AYNEN“ dediğini duyar gibiyim. Eğer sürekli aynen deyip kafa sallayanlardan değilseniz çok mutlu olurum, aksiyseniz eyvah ki ne eyvah. Böyle insanlarla konuşmak, aynanın karşına geçip sohbet etmeye çalışmak gibi…bak aynaya al sessiz aynenini. Sürekli onaylasın seni.

Sadece bir tane yaşantımız var. Gerçek canlarla, farkederek, farkında olarak, kendi cümlelerimizi kurarak yaşayacağımız yıllarla geçsin.

*

Mutlu Yıllar!