Değerli Sanat dostlarım, sanat yürekleriniz ile mayıs ayının getireceği güzelliklerle kutlanacak günlerini sizlerle birlikte anmak, yaşamak isterim satırların renkleri kuşanan diliyle.
Annelerimiz, Canlarında can olup, ilk nefesiyle can bulan evlatlarını; Rahimlerinde besleyerek, göğüslerinde büyütüp, emekleriyle, yetiştirirler. Gözlerinin ışığı gibi baktıkları, kelebek kanatları kadar narin dokundukları, öperken incitmekten çekindikleri, severken mutluluktan ağladıkları, büyürken ateşten gömlekler giydikleri evlatlarını saran, sarmalayan sevgi çınarı Annelerimiz. Sizlerin ne Anneliği ne de evlat sevginiz bitmez. Hak’tan başka hiçbir gücün ömrü yetmez sevginizle büyüttüğünüz evlatların gördüğü/göreceği yaşamı soldurmaya.
- Anneler, Günümüz Kutlu olsun
- Anneler, Evlatlarımızın 1 Mayıs işçiler ve Emekçiler bayramı kutlu olsun.
- Anneler ve Anaların evlatları Hıdırellezimiz baharla birlikte şenlensin.
- Anneler, Evlatlarımızın Engelliler Haftası kutlu olsun.
- Anneler, evlatlarımızın 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik Ve Spor Bayramı, Eli öpülesi ana evladı Vatan yürekli Mustafa Kemal Atatürk’e şükran, sevgi ve saygımla kutlu olsun.
- Anneler, evlatlarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün huzurunda Kutlu olsun.
Yaşamımızı zorlaştıran fiziki engeller, kaza ile, doğuştan, hastalık sonucu gibi nedenlerden kaynaklanır. Diğer insanlar gibi organlarını rahat kullanamayan engellilerin sorunları bireyseldir.
Ruhumuzun, düşüncelerimizin, aklımızın engelli olması, bedenimizde taşıdığımız, yaşamımızı zorlaştıran fiziki engellerin aslında engel olmadığı, hayatmızı idame ettirmede güçlük yarattığı ne kadar gerçekse, Fikri engellerin sorunların kaynağı olduğu da o kadar gerçektir.
Öncelikle kaynaklara başvurarak ‘’engellilik ne demektir’’ birlikte hatırlayalım; Birleşmiş Milletler Sakat Haklan Bildirgesinde "Kişisel ya da sosyal yaşantısında kendi kendisine yapması gereken işleri (bedensel ya da sonradan olma) herhangi bir noksanlık sonucu yapamayanlar" sakat olarak tanımlanmaktadır.
Engelli sözcüğü genelde hareket yeteneği sınırlanmış bireyi çağrıştırmaktadır. Hareket yeteneğini sınırlayan nedenler ise doğuştan getirilen doğum sırasında karşılaşılan ya da sonradan yaşanan bir hastalık veya kaza sonucu ortaya çıkan bir işlev bozukluğundan kaynaklanıyor olabilir.
Görünen Engellik durumunu genel hatlarıyla üç türde başlıklandırıldığını görüyoruz. Bunlar; 1) Fizyolojik Engel, 2) Zihinse ve Nörolojik (kontrol problemi) Engel,3) Fiziksek Engel.
Görünmeyen Engelliler ise aklın arka bahçesinde yatan sorun çözen değil sorun yaratan düşünce, fikir engeli olan engellilerdir. Gittikçe yaygınlaşan bu tip engelliler, bulundukları mevki, makam, görev ya da diğer konumlarından dolayı yaşamı içinden çıkılmaz hale dönüştürerek zorlaştıran görünmeyen engellirdir.
Değerli dostlarım; Down Sendromlu ve engelli gençlerden kurulan Müzik Grubu’nun sokak gösterisinde yüreğimde iz bırakan anımı birkaç cümle ile aktarmak isterim. Grubu çalıştıran, yardımcı olan öğretmen ve eğitmenlerinin yüreklerinin elleri şefkatle, sevgiyle sarılarak insan'a İNSAN olmanın erdemlerini, güzelliklerini, sorumluluklarını ve güzelliklerini öğretir nitelikteydi. Grup dans, koro ve solo sunumlarını tamamladıktan sonra, son sözü Engelli Merve kalabalığa bakarak, gözyaşları içinde mikrofonu kaptığı gibi BİZ SİZİ SEVİYORUZ YA Söylediğinde, izleyicilerin alkışlayan elleri GÖZYAŞLARINI sildiğinden SUSKUN kalırken, kalplerinin sesi sessizlikte çınlıyordu.
Sanatın hangi alanında olursa olsun, Sanatın tek dil olduğunu, izahat gerektirmediğini yadsımamak içselleştirmek gerekir. Sanat, iletişimde, nesillere aktarımda, geçmişten günümüze, günümüzden geleceğe evrensel ve ortak bir dildir.
Mayıs Ayında bir kısmının altını çizdiğimiz önemli günleri anarken de sanatsal dokunuşlarla anlamak, yaşamak, yaşatmak gerekir. Sanatsal etkinlikleri, kutlamaları, anmaları gölgede bırakacak bir takım taviz ve uygulamalardan kaçınılmalıdır. Bu tür bakış açıları zamanla örselenmelere, milli iradeyi zayıflatmaya, bütünlükte ayrışmalara, sanatı engelli düşüncelere teslim etmek gibi sıkıntılı sonuçlara yol açacaktır.
1 MAYIS, BİR DE BİZ MAYIS
Çok şey söylendi
Yazıldı, çizildi
Ya yasaklandı, ya saklandı
Ezildi, dövüldü
Biraz sevildi, bazen hakkı verildi
Ne değeri bilindi, ne de derdi dinlendi
Ama sene de bir gün fark edildi
Emek işçisi adlı Mayıs
Bir Mayıs, bir de biz Mayıs
Bir araya gelenlerdi.
Değerli Sanat dostlarım; Sanatın ışığının aydınlattığı çehreler, diyarlar daima bulundukları yeri aydınlattıkları gibi ileriye de ışık tutacaktır. Sanatın ışığı, Sanatın aşkı, Sanatın icrası daima yolumuz, yolculuğumuz olması dileklerimle doğurgan olan sanatımızla güzelleşerek kalalım.
Güzelliklerle çoğalacağımız ümit ve gayretlerimizle bir sonraki sohbette buluşmak üzere Youtube’da yayımladığım ( https://www.youtube.com/watch?v=xFtlS-SldBQ ) bir şarkımı, Yağlıboya resmimin görselini ve ‘’Güfte renginde şiir ritminde’’ Kitabımdan alıntı bir şiirimi köşemize bırakıyorum. Engelsiz kalın, sanatla kalın, dostça kalın, dostlukla kalın.
*
O GÜNDEN SONRA
*
Müjdeler verildi ismin seçildi
Rahmine düştüğün o günden sonra
Şükürle sevgiyle yolun gözlendi
Dokuz ay on günün geçtikten sonra
*
Bir kadın bedeni taşıdı seni
Kanıyla canıyla büyüttü seni
Göğsünde doyurdu uyuttu seni
Koluna aldığı o günden sonra
*
Yolunu gözledi dualar ile
Yaşamı sürdüğün hayırlar ile
Ömrüne yazdığın sevaplar ile
Ateşten gömlektin o günden sonra
*
Gün geldi sevdiğin çıktı karşına
Nikâhla murada eren başına
Sevgiyle lokmayı kardın aşına
Tek yürek olduğun o günden sonra
*
Gönlüne koyduğun kadındı senin
Derdini açtığın kadındı senin
Koynunda yattığın kadındı senin
Dünyaya geldiğin o günden sonra
*
Perihan KOCA
*
www.perihankoca.com
www.sanatinrenkleri.com
Instagram & Twitter & Facebook & Pinterest