Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken bir ülkede kurşun kalem yapan bir usta varmış.
Bu usta birgün Kaf Dağı’nın ardındaki bir saraydan bir kutu kurşun kalem siparişi almış. Yaptığı kurşun kalemleri kutuya koyup Kaf Dağı’nın ardındaki saraya göndermek için yaptığı kurşun kalemleri teker teker kutunun içine koymaya başlamış. En son kurşun kalemi yapıp kutuya koymadan önce kurşun kaleme demiş ki:
Seni Kaf Dağı’nın ardına kullanılmaya göndermeden önce sana bilmen gereken 5 ilkeden bahsedeceğim. Bunları herzaman hatırla ve hiç unutma ki böylelikle bu cihanda olabilecek en iyi kurşun kalem olabilesin.
*
Birincisi; çok iyi işler başarma becerin ve fırsatın var, ancak senin yaptığın işlerin her aşamasında sana yön veren bir elin olduğunu hiç unutma. Biz buna Vicdanın Eli deriz. Bu El bizi herzaman kendi iradesine göre yönlendirir.
İkincisi; yazma becerin azaldığında bir kalem açacağı kullanmayı unutma. Bu yolla kendi kendine daha az eziyet edersin, ama sonrasında, ucun daha sivri olur ve daha rahat yazarsın. Bundan dolayı bunun vereceği acıya ve çileye katlanmayı öğrenmelisin. Çünkü bunlar seni daha iyi bir kurşun kalem yapar.
Üçüncüsü; yaptığın hataları silmek için yanında bir silgi taşımayı hiç unutma. Bu bize yaptıklarımızı düzeltmenin her zaman kötü birşey olmadığını ve ancak böylelikle adaletli bir yolda kalabileceğimizi öğretir.
Dördüncüsü; aslolanın kurşun kalemin dışında olan odunun değil içinde olup yazıyı yazan kömürün olduğunu unutma. Bundan dolayı herzaman içte olan ve içten gelene daha fazla önem ver.
Beşincisi; herzaman bir kurşun kalem olarak bulunduğun her alanda kendi izini bırakmayı unutma. Yaptığın her hareketin farkında olmaya çalışmanın önemli olduğunu bilmeni isterim.
İYİ BİR KURŞUN KALEM OLMADA YOLUN AÇIK OLSUN
(Paulo Coelho’nun Kurşun Kalem Hikayesinden uyarlanarak yazılmıştır.)