Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba sevgili “Dünlük”… Gerek gündemin verdiği iç sıkıntısı, gerek bir fırsatını bulursam yaparım deyip ertelediğim ufak tefek işlerin artık ertelenemez boyuta gelmesi nedeniyle bir süredir buralarda yoktum.

Aslında değişen fazlaca bir şey yok. Gündem hala iç sıkıcı. İnsanın içinden bir şey yapmak gelmiyor. Ama ilgimi çeken şeyler görünce buradan da olsa paylaşmak istiyorum.

Sosyal Medya Yöneticiliği bölümünün ilk mezunlarından biri olarak (Evet, diplomam bile hazırmış:) sosyal medya ağlarını ders olarak da olsa yakından tanıdım. Bir çoğunun adını da derslerde duydum itiraf ediyorum ve hala kullanmıyorum.

İlklerden facebook’u mesela çoktandır bıraktım. App’i sildim sadece günde bir kez ‘Bir arkadaşa bakıp çıkacaktım’ tarzında bilgisayardan girip bakıyorum. Orada da her şey gündem kadar sıkıcı. Aynı ülke gibi herkes birbirini yiyor yorumlarda!

Derslerde “Dünyanın en büyük projesyonel iletişim ağı” olarak tanıtılan Linkedin’de de hesabım var. Çalışıyorken “dur bakalım neymiş” deyip hesap açmıştım. Ama yıllardır girmediğim için şifremi bile unutmuşum. Derste görünce, eski çalışma arkadaşlarımı oradan takip edeyim bari diyerek tekrar girdim. Ben iş aramadığım için güncelleme yapmıyorum. Sadece ortamı inceliyorum. Bazen böyle yazı konuları da çıkıyor işte…

Linkedin’de iş arayan genç bir kadın, ‘platformdan sadece iltifat ve tanışma mesajları almaktan bıktığı için’ artık iş aramayı bıraktığını söyleyen bir mesaj atmış. Buradan iş teklifi aldığı tek kişinin de maaşı ‘şarap içerek konuşmayı’ istediğini eklemiş. Gencecik bir insan… Kim bilir üniversiteden ne umutlarla mezun oldu. Ama iş bulabilme umuduyla bulunduğu ‘profesyonel’ bir platformdan bulabildiği sadece laubali teklifler olmuş.

600’e yakın yorum vardı bu postun altında, merak edip bir kısmını okudum. Ve “Aman Allahım” dedim. Bir kısmı genç kadına destek verirken bir kısmı ise aba altından sopa gösteren mesajlar. Kimi “Öyle profil fotoğrafı seçersen, tabii aranıyorsun diye anlaşılır”a gelen, kimi de “Gösteriş yapıyorsun, şükret” anlamını taşıyan iğrençlikler. Ve dikkatinizi çekerim bu gelen mesajlar da hep profesyonel, titr olarak satırlar dolduran insanlardan! Ve çoğu da hemcinslerinden!!!

Başlıkta yer alan tinder’ı da yorumlardan birinde gördüm. “Burasını da Tinder’a döndürmeyi başarmışsınız bravo” diye… Arkadaşlık uygulaması olduğunu okumuştum bir yerde. Araştırınca, onun da facebook altyapısını kullanarak üye olunabilen bir arkadaşlık uygulaması olduğunu öğrendim. Lokasyona göre yakınlardaki kadın ve erkekleri (üye olanları) gösteren bir uygulamaymış.

Linkedin’de fazla takip ettiğim isim yok. Ama ana sayfaya düşen bazı paylaşımlara bakıyorum da basit, gerçek olup olmadığı tartışılan dezenformasyonlar, ajitasyon yapan kahramanlık hikayeleri… Gerçek amacı içinde kullanan birkaç isim hariç oranın da “kafası karışık”… Yorumlarda o koca diplomaların, koltukların sahipleri birbirini yemekte! Sanırım bozmadığımız, trollerin eline geçmeyen sosyal medya ağı gittikçe azalıyor. Ya da aslında hepimiz biraz trolüz de yeni yeni fark ediyorum.