Almanya; sosyal,demokratik,laik bir hukuk devletidir. İdari yapısı Federaldir. Onaltı eyaletten oluşur. Her Eyaletin kendine özgü, Parlamentosu, Hükümeti ve Anyasası vardır. Kültür ve egitim politikaları tamamen Eyaletlerin uhdesindedir.
Almanya Anayasası’nın 4.cü maddesi din ve inanc özgürlügünü düzenler. Herkes inancında özgürdür. kimse müdahale edemez. Almanya’da; din ve devlet isleri kesinlikle bir birinden ayrıdır. Öyle ki Okullarda okutulan din derslerini dahi devlet vermez. Devlet ile inanc kurumlari arasında bir sözlesme yapılır. (Almancasi : Körperschaft des öffentlichen Rechts Türkçe’ye : Kamu Hukuku kapsamında Kurum) olarak çevirebiliriz. Bu Kurumlar okullarda din dersi vermeye yetkilidirler. Dersin içerigi; Inanç, Bilim Kurumlari ve devlet temsilcileri tarafından belirlenir. Bir kac yıldır Almanya’nın bazı Eyaletlerinde sınıftan dördüncü sınıfa kadar Alevi Inanc derslerinin yani sira sunni islam dersleri de veriliyor. Alevilik derslerini Almanya Alevi Birlikleri Fderayonu veriyor. Alevilik derslerinde neler ögretileceğine, dersin müfredatini Federasyon Bilim ve Teoloji uzmanlarından olusan bir kurul ile beraber hazırladı. Sünni islam derslerini DİTİB (Diyanet İsleri Türk İslam Birligi) veriyor. Ancak bu yıl itibari ile Hessen Eyaleti DİTİB ile iş birligine son verdi. Gerekcesi : DİTİB Türkiye Hükümeti’nden bagımsız degil diye. Diğer eyaletlerde bunu takip edebilir.
Gelelim Almanya'da kiliselerin nasil finanse edildigine..
Almanya'da yasayan insanlarin büyük coğunluğu Hiristiyandır. Hiristiyanlar, iki büyük inanc grubuna (Mezhep) ayrılırlar. Katolikler ve Protestanlar. Her grubun kendine ait kiliseleri vardir. Devlet ne Kiliselerin yapılmasına, ne de çalısanlarına her hangi bir ödenek ayırmaz. Kilisede ibadet eden insanlar kilise vergisi öderler. Bu verginin nekadar olacagını Kiliselerin yönetimi ile devlet belirler. Su an benim yasadığım Eyaletteki kilise vergisinin oranı calısanların gelir vergisi olarak ödedikleri verginin % yedisidir. Vergi karnelerinde insanların; Protestan mi? yoksa Katolik mi? oldugu yazılıdır. Bu vergi dogrudan maliyeye gider. Maliye her kilise mensubunun ödedigi vergiyi o Kuruma gönderir. Bu işlem içinde ödenen vergilerin % ikisini idare masrafları olarak keser. Yani bırakın kiliseye para ödemeyi kilisenin parasını topladığı için onların parasının % 2sini alır.
Devlet hiç mi Kiliselere yardım etmez?
Almanya’da Sosyal calışmaları devlet yapmaz. Kamu Hukuku kapsamındaki kurumlar yapar. Bunlar; Almanya Kızal Hac, Arbeiter Wohlfahrt, Paritätische Wohlfahrt, Diakoni ve Caritas. Son iki Kurum Diakoni Protestan, Caritas Katolik kilisesi Kurumlarıdır. Bu Kurumlar Almanya Devleti adına sosyal hizmet (Aile danisma Merkezleri, Genclik Evleri, Kresler, Yasli Bakim evleri, Uyusturucu danisma merkezleri, Hastaneler) ve buna benzer yüzlerce hizmet sunarlar. Sundukları hizmet karsılığında para alırlar.
Tarihin çok eski zamanlarından beri kiliseler oldukca zengindirler. Cok mülk sahibidirler. Mülklerden gelirleri vardır. Bir de Inanan insanlardan alınan bağişlar var. Toparlayacak olursam Almanya’da kiliseler sundukları din hizmetlerinden ötürü devletten para alamazlar.
Almanya’da dini eğitim
Almanya’da din adamları yani papazlar, Teoloji egitimlerini Almanya’nın herhangi bir üniversitesinde aldıkları gibi bu iki büyük inanç kolunun kendilerine ait Teoloji Fakülteleri vardır oradan da alabiliyorlar. Egitimlerinin detayına girmek yazının boyutunu çok aşar. Onun icin burada keseyim.
Ancak Protestan kiliselerin papazlarının dünyanın iyi eğitim almış, hümanist yaklaşımları olan din insanları olduğunu vurgalamak gerekiyor. Sadece kendi cemaatlerine degil tüm insanlıga karşı kendilerini sorumlu hissederler. Dünyanin hangi ülkesinde olursa olsun hic bir soruna kayıtsız kalmıyorlar.
Umarım Almanya’da din ve devlet iliskilerinin nasıl yürüdüğünü özet olarak anlaşılır bir şekilde dile getirebildim.