%95’i ekonomik, %5’i politik nedenlerle Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenler olarak;Bireysel şiddet: Aile içinde,sivil toplum örgütlerinde,görülse de toplumsal olarak Kaosa neden olacak düzeyde değil.  En azında Türkiyeli göçmenler de bu durum yok. Zaman zaman benim de içinde bulunduğum sivil toplum örgütlerinde, sözlü şiddet ve bu sözlü şiddetin eyleme dönüştüğüne defalarca tanık oldum. Bu durumu geldiğimiz ülkenin toplumsal yapısına veya alınan eğitime dayalı olduğunu ifade etsek de bizim genetik kodlarımızla da alakalı olsa gerek.

*

 Biz göçmenler yaşadığımız Fransız toplumu içerisinde azınlıkta olmamıza rağmen, bireysel şiddet konusunda ön sıralardayız. Basına sızmayan,güvenlik güçlerine ve mahkemelere intikal ettirilmeyen aile içi şiddete çok tanık oluyoruz. Trafikte sosyal yaşamda şiddet olaylarına rastlansa da aile içi şiddete nazaran daha az.

*                

 Fransa’da yaşayan göçmenler olarak bireysel şiddetin ülkemizde yaşanan olaylarla bağımsız olduğuna inanmıyorum. Çünkü; gün boyu Türk televizyonlarının izlenme oranları çok yüksek olduğundan,Televizyon seyircisi ülkemiz de yaşanan en üst düzeyde ve toplumun diğer katmanlarında yaşanan sözlü ve eylemsel şiddet televizyonlarda tekrar tekrar sunuluyor ve kanıksanıyor. Ülkemizde yaşanan şiddet biz göçmenler arasında reddedilmesi ve asla tasvip edilmemesi gerekirken taraftar buluyor ve savunuluyor.   

*              

Fransa’da yaşayan göçmenler olarak şiddete hep birlikte aması olmadan karşı durdugumuz ve lanetlediğimiz takdirde son veririz. 

 Çağdaş eğitimden Ödün vermeden..!   

*                      

9 / 12 / 2021 Folschviller/Fransa