Ölüm haberini okuduğumda kendisiyle göz göze geldiğim anları hatırladım.

Yeraltı dünyasının en önemli uyuşturucu baronlarından-Türk Escobar'ı  olarak bilinen Urfi Çetinkaya’dan bahsediyorum. 

*

Yıl  83’ün sonbaharıydı.  O vakitler Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’nde (Kargasekmez olarak bilinirdi) danışma bölümünde memurdum.  Yurt dışından ülkeye giren insanların polis ve gümrükten sonra ilk muhatap olduğu kişilerden biriyim.  (1984'te istifa edip ayrıldım) Kargasekmez derme çatma baraka gibi geniş bir alandı. Alandaki bir kaç kapalı mekandan biri de bizim ofisimizdi.

*

12 Eylül sonrası yılların başlangıcı. O vakitler ülkemizde yabancı sigaralar bayilerde satılmazdı. Galiba yabancı viskiler falanda.. Hatta 216 diye bir Samsun sigarası bile. Bunlar kaçak yollardan yurt içine sokulurdu. Ama Havalimanı Duty Free Shop’lardan gelen yolcular bir kaç kutu alabiyordu.

O sıralar havalimanı dış hatlarda nöbet tutan görevlilerin bazıları her nöbetlerinde bu sigaralardan, viskilerden alır ve dışarda satarlardı. 

Birgün havalimanında görev yapan bir memur bana..

‘Ya kardeşim sen niye nöbetlerde bir kaç karton sigara falan almıyorsun. Her nöbette iki karton alsan nerdeyse bir maaş kazanırsın. Burda bu kadar geceleri çalışıyorsun.”

Uzatmıyayım.  ‘Ya ben kim o iş kim. Ben o işlerin insanı değilim. Zaten çıkarsam bile vereceğim kimse de yok” demiştim. Demez olaydım!

O da bana ‘Ya bak hemşerimiz geliyor buraya –Bana teklif yapan memur da Malatyalı- biz ona veriyoruz. Seni tanıştırırım. Sen de ona verirsin.”

*

Bu konuşmadan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.  Bir gün benim ofiste otururken, Kargasekmez yolcu bekleme salonunda bekleyenler arasında bir adamı gösterdi.

-Aha bak hemşerimiz gelmiş. Dur çağırayım seni tanıştırayım.

Arkadaş salondaki adama baktım. Altında eski bir kot, üstünde eski bir kot mont. Kıvırcık saçlı hırpani bir tip.

-      “Dur  tanıştırma beni.’  Diye durdurdum ve ekledim. ‘Sigara falan satmam ben gerek yok.’

*

Neyse; yine aradan bir zaman geçti. Nöbet değişimlerinde bir saat ara oluyordu servis kalkışı için. Taksi de bulursak erken ayrılabiliyorduk havalimanından.

Birgün akşam, nöbet değişimiydi. Bu hemşerim geldi. ‘Çıkıyorsan gel araç var.”dedi.

-“Tamam geliyorum” dedim. Şirinevler’de inip evime gideceğim.

Çıktık. Eski bir Renault 12 araca bindim. Ben arka koltukta dışarıyı seyrediyorum. Şoför mahallindeki adama bakmadım bile.

Biraz sonra şoförün yanındaki hemşerim.

-"Urfi bak bu hemşerimiz.  Tanışın.’ Demesiyle dikiz aynasına baktım.

-Dikiz aynasından şoför de bana şöyle bir baktı. Göz Göze geldik. Boş bir bakış.

Doğrusu tanıştıran hemşerime kızmıştım. Çünkü daha önce O’na 'beni tanıştırma' demiştim.  Zaten bineceğimiz aracın O kişinin aracı olacığını binsem binmezdim bile. Adama merhaba falan bile demedim. O da bana demedi zaten. (Şoförüm ! gün gelecek dünyanın en ünlü baronlarından biri olacak kişiymiş. Nerden bilebilirim ki.)

Bu kişi Urfi idi.. Ve kaçak sigaraları viskileri alıyordu. Hem de görevlilerden. Soyadını ise yıllar sonra öğrenecektim.

*

2000’li yılların başı. Bir gazetede Haber Müdürü olarak çalışıyorum.

Sabah’ta bir manşet.. Ünlü Matador operasyonu. TBMM Başkanvekili Kamer Genç, Zırhlı Tugay Komutanı general ve Urfi Çetinkaya aynı masada. Birileri daha var. Çatalca’da Çetinkaya’nın malikanesi.  İbrahim Tatlıses'in de aralarında bulunduğu çok ünlü sanatçıların malikesine gidip şarkılı-türkülü geceler düzenlediği kamuoyuna yansıyordu.  Adamın hikayesini okuyunca Havalimanındaki o göz göze gelişi hatırlamıştım. 

*

1980’li yıllarda Havalimanında görev yapan o kirli işleri bilebileceğini de düşündüğüm bir tanıdığımı aradım.

-Abi merak ettim.   980’lerde bana havalimanında Urfi diye birini tanıştırmak istemişlerdi. Sen de o tarihlerde havalimanda görev yaptığın için belki bilirsin. Bugünkü Sabah Gazetesi manşetinde yer alan haberdeki Urfi Çetinkaya  O kişi mi acaba?

-‘Ta kendisi’ dedi.

*

Urfi Çetinkaya 1949’da Pütürge’de doğmuş, 16 yaşında İstanbul’a gelmiş. Tombalacılık, Han görevliliği, sigara kaçakçılığı ile başlayıp uluslararası olarak kırmızı bültenle aranan  yeraltı dünyasının ünlü bir ismi..

20 yılda nereden nereye..(1980-2000 arası bahsettiğim süreç) 

Havalimanında karton sigaralar toplamaktan Trilyonlarca servete ulaşan bir malvarlığı. Afganistan’tan İspanya’ya uzanan kaçakçılık ağı.

*

9 okul yaptırmış. Sağlık Bakanı Koray Aydın ile depremzede konutları temeli atıp deprem konutları yapmış. Jandarma Karakolu, Sağlık ocağı yaptırmış.

Çatalca’da anayol üzerine ‘Çetinkaya sosyal tesislerine gider’ diye levha konmuş.  

Oldukça esrarengiz bir hayat. Yeraltı dünyasında 50 yıl. Vurulmuş, hapisler yatmış, yıllarca aranmış, birilerinin ölüm emrini  vermiş, öldürtmüş.  Sırlarıyla giden çok ünlü bir isim.

Cezaevinde hayatını kaybetmiş. Hayatı televizyonlarda haber bültenlerinde anlatılıyor.  Türkiye ilginç bir ülke vesselam. 

...

Urfi Çetinkaya.  Malatyalı olarak tam ters kutupların iki insanıyız.

Ölümünü öğrendim ve bunları hatırladım.

Paylaşmak istedim.

-'Allah taksiratını affetsin' derler.