Yıllardır siyasetçiler arasındaki söz düellolarını duyuyorum, izliyorum. Ağza alınmayacak, seviyesiz kelimelerin kullanılması bana hep rahatsızlık vermiştir. Sadece bana değil insan olan herkesi rahatsız ettiğine inanıyorum. Bu günlerde Fransız kamuoyunu fazlasıyla üzen bir konuyu Türkiye siyaset diliyle karşılaştırarak sizlere anlatmak isterim. 

*

Fransa cumhurbaşkanı Macron bir gazeteyle yaptığı söyleşide, aşı olmayanlar için (Fransa'da şu an 5 milyon 300 bin kişi aşı karşıtı)

"les non vaccinés j'ai très envie de les emmerder (aşı olmayanları oldukça rahatsız edeceğim, onlarla uğraşacağım)

Ve "un irresponsable n'est plus un citoyen" sorumsuz bir kişi artık vatandaş değildir.

Oldukça uzun bir röportajda bu iki cümle fransız kamuoyunda iki gündür tartışılıyor. Röportajda kullanılan "emmerder" deyimi kaba bir kelime olarak anlaşılıyor.

Bu konuyla ilgili bugün yapılan bir ankette, Fransızların %53'ü Macron'un bu açıklaması karşısında şok olduklarını belirtmişler.

*

Bu anket sonucunu gördükten sonra, Türkiye'deki siyasilerin kullandıkları söylemleri duyupta şok olmayan Türkiye halkının sessizliğini anlamakta zorlanıyorum.

Türkiye siyaset dilinde öne çıkan birkaç hakaret içeren kelimeleri hatırlatarak, iki ülke arasındaki siyaset dilinin ne kadar birbirinden uzak olduğunu da karşılaştırmış oluruz.

"Şerefsizler, cinsi bozuk, cibilliyeti bozuk, ispatlamazsan adisin, kalibresi bozuk, zillet, terörist, yavşaklar vs vs"

Yazınca zorlandığım bu kelimeleri, ülkemizde siyasiler konuşmalarının arasında sıkça kullanıyorlar. Siyasette böyle cümlelerin kullanılması bizi nereye götürür?

*

06/01/2022. Rıza YENER/FRANSA