İlginç tecrübelerle geçen garip bir haftadan merhaba sevgili “Dünlük”… Öncelikle görme engelliler için seslendirdiğim kitabı bitirip teslim ettim. Kalp çarpıntısıyla onay alıp alamayacağımı bekledim. Ve onay alındığına dair mail geldi. Sevindim. Birilerine sesimle de olsa faydam olacak diye…
*
Ardından instagram aleminde yaşadığım bir olay beni çok duygulandırdı. Daha önce de yazmıştım, instagramda genelde bir şeyler öğrenebileceğim hesapları takip ediyorum diye. Yabancı dil öğreten sayfalar, psikolog ve eğitimcilerin sayfaları, ya da mesleğiyle ilgili güzel ve eğlenceli bilgiler verdiğine inandığım sahici insanlar. Takipçi sayısı çok olan ve kendilerine influencer diyen bazı isimler var ki sırf para için kendi kullanmadığı şeylerin linkini verebiliyor, ailecek çok memnun olduklarını söyleyerek. Ama ben o çok takipçili isimleri değil de daha farklı isimleri takipten hoşlanıyorum.
*
Mimarıntersi de onlardan birisi… Mimarlık ile mizahı harmanlayan yazılarını seviyorum. Mimarlıkla ilgili online danışmanlık ve dersler de veriyor. Takipçisi çok. Daha çok mesleğiyle ilgili linkler veriyor ama her seferinde ihtiyacınız yoksa almayın diye uyarıyor. Kazandıklarıyla okullara kitap bağışı yapıyor. Ayrıca eleştireceği şeyler varsa eğilip bükülmeden direkt söylüyor.
*
Geçen gün story’sinde paylaştığı konuyla ilgili bir yorum yazdım.(Story’lere verilen yanıt direkt mesaj kutusuna düşüyor) O da yanıt verdi. Ancak yazı dilinde ses tonu ve mimikler de olmayınca o yanıt bana farklı bir anlamda göründü. Biraz da alıngan bir günümdeydim sanırım.” Ok” yazdım, sonra da ani bir kararla takipten çıktım. Bir yandan da içimden “fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış” diye kendimle dalga geçiyordum.
*
Sonra ondan bir mesaj geldi. Merakla açtım. Mesajdaki yanıtının kendisiyle ilgili olduğunu, ancak benim “üzerime alındığımı sandığını”söyledi. Hatta, “Keşke yazsaydınız ben de açıklayabileyim” yazdı. O anki duygumu anlatmam mümkün değil. Yanıtım şaşkınlığımı da içeren “Ya ben alışık değilim öyle açıklama yapan influunsır’a (biraz ortamı yumuşatmak için bilerek böyle yazdım) ne bileyim” oldu. Bir de “Bunu günlüğüme yazarım ben, ileride Alzheimer falan olursam unutmak istemeyeceğim bir anı” diye ekledim.
*
Ki gerçekten öyle düşünüyorum. Beni şahsen tanımayan, sadece arada instagram üzerinden kısa sohbetler ettiğim çok takipçili bir hesap, kendini açıklamak için mesaj attı. Sonra kendisi hesabında bununla ilgili bir post da paylaştı. Ve ben onu da gözlerim dolarak okudum. Çünkü bizzat tanıdığım, hatta dost, arkadaş saydığım insanlar bile ne açıklama yaptı bugüne kadar bana, ne de hislerimi sordu, anlamaya çalıştı. O yüzden benim hayatımda bir ilk bu.
*
Diyeceğim o ki “Dünlük”, hayat, bizzat tanımıyorken bile duygularımızı önemseyen insanlar çıkarsın karşımıza… Öyle insanlar kalmış diye sevinerek andığımız.