Rivayet odur ki; vakti zamanında Timur, Anadolu’ya girip Ankara Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nu yenip Beyazıd’ı esir aldıktan sonra Anadolu halkına vergiler salmış. Kısa süre sonra da adamlarını halkın arasına göndererek tepkilerini öğrenmeye çalışmış.
Halkın arasına karışıp tepkileri alan Timur’un adamları dönüşte rapor vermişler ‘Ahali vergilerden şikayetçi ama harıl harıl çalışıyor.’
Bir süre sonra Timur vergileri yine artırır. Ve yine adamlarını halkın arasına gönderir. Timur ajanları tepkileri toplar raporu verirler. ‘Halk vergilerden oldukça şikayet ediyor. Tepki büyük. Vergileri ödeyebilmek için gece-gündüz, çocuk-yaşlı çalışmaya başlamışlar.”
Bir süre sonra Timur vergileri bir kez daha artırmış. Ve yine adamlarını halkın arasına göndermiş. Adamlar gidip gelmişler ama bu kez rapor farklı olmuş. ‘Ahali gelen vergileri çalışmakla ödeyemeceğini söyleyerek işi gücü bırakıp halay çekip oynamaya başlamış.”
Timur “Eyvah” demiş.. ‘Derhal vergileri indirin!”
*
Maalesef Türkiye’de de gelen zamlarla vatandaşın nasıl başa çıkacağını merak ederken, insanın aklına zaman zaman Timur devrine yakıştırılan yukardaki hikaye geliyor. Vatandaş en sonunda çıkıp meydana halaya duracak. Son zamanlarda sokaklarda sevişme olaylarının artması, çıplak dolaşan vatandaş haberlerinin ortaya çıkması acaba böyle bir tepkimidir, yoksa 'ekonomik çöküntü ahlaki olarak ta çöküntüye yol açar' diye bir görüş var öylemidir bilmiyorum ama hakikaten bu zamlar artık insanları canından bezdiriyor ve her alanda yaşamı olumsuz etkiliyor.
*
32 yıldır Almanya’da çalışan ve Türkiye’ye eşiyle birlikte tatile gelen kardeşim ile İstanbul’un bir ilçesinde işlek caddelerden birinde yürüyoruz. Yaklaşık 20 gündür Türkiye’deler. Antalya, Manisa, Malatya, Munzur gözeler bayağı bir dolaştılar. En sonunda İstanbul’a geldiler. Yürürken kardeşim eşine, ‘100 euro bozdurda yemek yiyelim.’ Dedi. Eşi parayı bozdurup geldi. ‘ Ben sana akşam alışveriş yapmayalım yarın yapalım dedim. Bak akşamdan sabaha 100 euro'da 100 lira kaybettin.”
Bu takılmanın ardından on adım atmadık. Bu kez kardeşimin gözü caddenin sol tarafındaki döviz bürosunun ışıklı fiyat tarifesine takılmış. Gülerek döndü eşine, ‘Ben sana on adım sonra bozdur şu euroyu dedim. Bak on adımda 60 TL kaybettin’ dedi. Hakikatende tarifede euro on adımda 60 kuruş artmıştı. Yüz euro da 60 TL fark. Bu nasıl bir istikrarsızlıkır. Sonra hesap yaptık. Kardeşin bir maaşı, Türkiye'deki bir emeklinin iki yıllık toplam maaşına eşit nerdeyse. Almanya bizi kıskanıyor biliyor musunuz?
*
Sevgili dostlar bu ekonomik istikrarsızlık hepimizin moralini son derece olumsuz etkiliyor. Devletin aylık borç faizi ödemesinin ana parayı geçtiği açıklanıyor. Bu şekildeki bir borç yüküyle nasıl ekonomi istikrara kavuşur bilmem. Hesapsız, kitapsız yatırımlar, borçlanmalar, harcamalar. Sonuç her gece bir şeylere zam. Ne desem bilmiyorum. Her şeye rağmen, iyi olur umarım. İyilikler sizinle olsun.