O gittikten sonra tesellimiz böyle zarif bir yüreğin bizim yurdumuzda yaşamış olmasıydı. Avuntumuz tanımış olmak, sohbet etmek, Silivri’de ağırlamaktı onu. Ama kısa bir zaman sonra cenazesine katılan yüzbinlerce seveniyle sonsuzluğa uğurlayacaktık Tarık Akan’ı. Peşisıra çok andık, çok anlattık usta sanatçıyı. Aşağıdaki cümleler ve fotoğraflar da bendenizin geçtiğimiz yıllardaki paylaşımlarımdandır...

*

Ölüm yaşamla tedavi edilir demiş ya bilge, ölüm yaşamla! zamansız gidişlerin ardınca bıraktığı elem nasıl iyileştirilir öyleyse? Ah nasıl üşütür insanın içini kocaman acıların döne dolana büyüttüğü o koyu gölge. Nemli bir duvar gibi pul pul kabarmış hüzün,

nasıl kazınır gövdemizden söyle hele..söyle ey koca bilge! 16 eylül 2016’dan bugüne kadar, cenazesinde çektiğim ama içim elvermediği için şimdiye kadar paylaşamadığım fotoğraflarla anmak istedim halkın sanatçısı Tarık Akan’ı.

*

O gün Bakırköy tarihinde görmediği kadar büyük bir kalabalıkla karşılamıştı büyük ustayı. İstanbul caddesinden ta İncirli’ye kadar bulut gibi, deniz gibi dalga dalga ve üzgün adımlarla yürüyen devasa kitleyi..ana caddeye açılan onlarca sokaktan bir fırsatını bulup kalabalığa karışmaya çalışan gözüyaşlı sevenlerini nasıl yazmalı, nasıl anlatmalı acaba. Böyle büyük bir sevgi selini, içtenliği, ama aynı zamanda hüznü nasıl izah etmeli inanın bilmiyorum. Yaşadığı ilçeye sığmayan binlerce seveninin o gün hissettiği herşeyi derli toplu nasıl biraraya geririp de sizlere aktaracağımı katiyen bilemiyorum…

*

Bildiğim bir şey var ki onların yaşadığı ve ölene dek ürettiği topraklarda nefes almaktan hep onur duyacağımdır. Ruhu huzurda olsun. Anısına özlem ve saygıyla.