Srebrenica’dan-Halepçe’ye; Avustralya’nın Anzaklarından- Çanakkale’ye;
İnsan kasaplarından-hoşgörü, sevgi ve barışın kahramanlarına...
***
Mailime düşen fotoğraflar; insanı alıyor yüzyıl, bin yıl öncesine; tarihin farklı zamanlarına, dünya coğrafyasının değişik mekanlarına götürüyordu.
İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci iken, öğrenci derneğinin düzenlediği bir tiyatro çalışmasına, o çalışmada karşıma konan fotoğraflara ve ‘Fotoğraflara bakıp aklından geçenleri anlatırmısın” denilen sözlere götürüyordu.
***
Saraybosna’da bir sokağın fotoğrafı. O sokakta, 1914 yılında Bir sırp Milliyetçisi Avusturya-Macaristan veliahtı Arşidük Franz Ferdinand ve eşi Sophie'ye sukiast düzenliyor, ardından 1. Dünya Savaşı. Avustralya’dan toplanıp Çanakkale önlerine getirilen paralı asker Anzaklar. Kahramanlıklarıyla ‘Çanakkale geçilmez” dedirten şehit düşen binlerce vatan evladı. Ardından; Haydarpaşa önlerine demirleyen gemiler, Mustafa Kemal Atatürk'ün o gemilere bakıp ‘Geldikleri gibi giderler’ deyişi. İstanbul’un işgali, Ulusal Kurtuluş Savaşı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu. O sokaktaki suikast tarihin dönüm noktalarından bir andı, Anadolu coğrafyasından bunları akla getirirken, dünya coğrafyasında da farklı gelişmelere neden olmuştu. Bir fotoğraf insanı nereden nereye götürüyordu.
Ve 1992’de başlayıp 1995’ sonuna kadar süren Bosna’da kıyım. 100 bini aşkın insanın hayatına mal olup 2 milyon kadar insanı yaşadığı topraklardan koparıp göç ettiren savaş. Yaşanan acılar.
Sonra; hoşgörüyü ve insan sevgisini yeryüzünde hakim kılmak adına; Horosan’dan Anadolu’ya gelen erenler ve ardından Balkanlara doğru yola çıkan Bektaşi dervişleri, kurdukları ünlü dergahlar-tekkeler.. Onların en ünlülerinden biri Sarı Saltık, ve O'nun ünlü Balagaj Tekkesi.
***
Fotoğraflar; ne kadar varsa yüreğinde, topuyla vicdanını alıp önüne koyuyordu.
Her insan insana farklı gözle bakar, farklı kriter arar.
Ben insanın vicdanına bakarım.
İnsanı insan yapan en önemli özellik, bir numaralı kriter: VİCDAN
Vicdanlı insan; tüm farklılıklara hoşgörüyle bakar, adil davranır, barıştan yanadır. Ezilenin, zayıfın, ötekileştirilenin yanındadır. Vicdanlı insan zalimlere karşıdır. Adaletsizliğe karşı çıkar. Sadece insanı değil; doğasını, bitkisini, böceğini, hayvanı korur.
**
Şimdi kim diyebilir ki; milyonlarca insanın canına kıyılan ikinci Dünya Savaşı’nın baş aktörü Hitler’de vicdan vardır?
Kim diyebilir ki; Halepçe’de binlerce insanı kimyasal silahla yok eden Saddam’ın vicdanı vardı?
Ve kim diyebilir ki Bosna’da yüzbinlerce insanın katline neden olan Miloseviç’te vicdanın kırıntısına rastlanabilirdi?
Yoktu.
Ama kimsenin yanına kalmıyordu.
“Mazlum’un ahı indiriyordu Şahı.”
Hitler sağınağında intihar etti. Saddam’ın sonu malum.
“Kafamın içine beni çok yorgun düşüren sesler üşüşüyor.” Diyen Miloseviç’te tutulduğu hücrede ölü bulunuyordu. O sesler mazlumların sesleri olmalıydı.
Ve insan ne düşünüyor biliyormusunuz. Mümkün olsaydı da vicdan satılsaydı pazar tezgahlarında; alıp bir kaç kilo bu zalimlere verilebilseydi. Belki de milyonlarca insanın yaşadığı acı yaşanmazdı.
Hayal işte!
*
Peki bütün bunlar nereden çıktı.
Geçtiğimiz günlerde kimi belediye meclislerinde Ekim ayı ile ilgili önemli gelişmeler anılırken, Bosna Savaşı’na da atıfta bulunup 19 Ekim’de hayatını kaybeden Aliya İzzetbegoviç’te anıldı.
Silivri Meclisi’nde İzzetbegoviç adı anılırken, zaman zaman durumgazetesi’ne de katkıda bulunan Tuğba Akta Saraybosna’daydı. Dönüşünde fotoğrafları paylaştı.
Birinci Dünya Savaşı’nın başladığı sokak, savaşın silinmeyen izlerini yansıtan fotoğraflar. Şehitlikler. Ecdad yadigarı; Bektaşi dergahları, Sarı Saltık, Camiler, Çeşmeler.
Ve Tuğba hanımın aklımda kalan o sözü: “Saraybosna sokaklarında parasız kalabilirsiniz ama asla susuz kalmazsınız. Çünkü her taraf ecdad yadigarı çeşme dolu ve o çeşmelerden şırıl şırıl içilebilir su akıyor.”
Yarından itibaren bu yazıyı yazmamıza vesile olan; Akta’nın, tarihin dönüm anlarının yaşandığı bir şehir olan Saraybosna gezi izlenimlerini ve fotoğraflarını yayınlayacağız. Umarım ilgiyle okursunuz.
*
Yazıyı bitirirken; dün “Dünya Kız Çocukları’ günüydü. Sosyal medyada ne güzel fotoğraflar paylaşıldı. Hiç biri savaş görmesin, zulüm görmesin. Ötekileştirilmesin, başını eğmesin. Barış içinde, huzur içinde yaşasınlar.