Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hadsizlere hadlerini bildirmeye devam ediyor.

Önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD Kongresi'nde konuşturulup ayakta alkışlanmasına karşı gerekeni yaptı: "Netanyahu'ya kırmızı halı sermek, alkışlamak ABD için büyük bir akıl tutulmasıdır."

Sonra ABD Kongresi’ndeki bu densizliğe cevap olarak TBMM’de konuşmaya davet edilen, ancak bu davete anında icabet etmeyen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'a kızdı: "Davet ettiğimiz halde gelmeyen Sayın Abbas, kusura bakmasın önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik gelmedi. Bekliyoruz bakalım gelebilecek mi?"

Öğrendik artık…

Yabancı güçler dışarıda ‘‘bize ve bazı değerlerimiz’’e karşı bir şeyler yapıyorsa, içeride de harekat var demektir.

Meğer o arada ‘‘sokak hayvanlarının katline (uyutulma denilse de bu katletmektir) cevaz veren yasa ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in mimarı olduğu söylenen vergi paketi geçmiş.

Vergi paketine şöyle bir göz attım.

Pakette vergi düzenlemesi kadar belki daha da fazla başka düzenleme var.

Örneğin, Kızılay’ın emekli çalışanlarına ayrıcalık getirilmiş ve emekli maaşlarını kestirmeden çalışma hakkı verilmiş.

Vergide nasıl bir düzenleme olmuş derseniz, şimdiye kadar korunup kollanan ya da görmezden gelinen kesimlere hafiften dokunulmuş, her daim el altında olanlara biraz daha yüklenilmiş.

Yurt dışına çıkış har(a)cı için 3 bin liradan kapı açmışlardı, 500’e bağlamışlar; yüzde 333’lük bir artış. Vicdan sızlar ama vicdansızların derdi cüzdan. Anayasa Mahkemesi’nin yurt dışına çıkışı turistik faaliyet gibi görüp yerinde bulduğu, ancak hukukçuların ‘’hukuksuz’’ dediği bu har(a)ç aynı zamanda otomatik artışa bağlanmış.

Gerisi… Cezalar şöyle artırdık, böyle hesaba çekeriz türünden şeyler: ‘‘Yakalarsam muck muck ya da tık tık…’’

Özetle ‘‘Angaranın bağları’’na devam…