Ben size şimdi kışın bu son ayında gelecek bir bahardan söz etmek isterdim.                                                                       Ben size şimdi şu dışarda yağan kardan sonra, bulutların dağılacağını, apaydınlık bir gökyüzü oluşacağını yazmak isterdim.   İçinizi buz kestiren bir havadan sonra; cemrelerin düşeceğini;  güneşin doğacağını, toprağınızın, sokağınızın, suyun, havanın ısınacağını yazmak isterdim.  Doğada milyonlarca ağacın çiçeğe durduğu, toprağın altından bitkilerin yeryüzüne çıkmaya başladığı, kış uykusuna yatmış hayvanların bile kış uykusundan uyandığı bir zaman dilimindeyiz..  Şubat’tan sonra Mart. Baharın ilk ayı. Ve sonra Nisan mevsimlerin en güzel ayı.                         Ve ardından gelenlerde;  Mayıs… Haziran…  Keyfine doyum olmaz. Diyeceğim o ki,  sen şimdi yağan karın keyfini çıkar ve gelecek baharı düşün.

Doğa böyle bir süreçte bahara doğru ilerlerken, ülkemiz de Mart ve Nisan aylarını çok yoğun yaşayacak.

Ülkelerin, toplumların, coğrafyaların tarihlerinde önemli zamanlar vardır.  O zamanlarda belirlenir gidişat, kader, gelecek.. Neyin ne olacağına, ne olması gerektiğine o günlerde alınan tavırlarla karar verilir.   Türkiye, Anadolu’muz-Trakya’mız  16 Nisan’da çok önemli bir karar verecek.

Ülke siyaseti şimdiden bu gündeme kilitlendi bile. Her yerde ‘Hayır’ ve ‘Evet’ için çalışmalar sürüyor.  Şunu söylemek doğru olur. Türkiye son zamanların en önemli seçimlerinden birini yapacak. Toplumun çok büyük kesiminin bilincinde olduğunu görüyoruz. Hayır cephesi oldukça hareketli. Tabanda yoğun bir çalışma başlamış bulunuyor.  Bir çok yerde üst üste hayır için çalışmalar yapılmaya başlandı Bir gün birileri çıkıyor Hayır Partisi’ni kuruyor. Bir başkaları Hayır platformunu oluşturuyor.  Ve  sonra bakıyorsun neden hayır diyeceğini açıklayan insanlar işlerinden güçlerinden ediliyor. Evet diyeceğini açıklayana ise itiraz yok.   Hayır propagandası yapmak isteyen siyasilere engeller çıkarılıyor. Süreçte; İnsanların, kurumların demokratik tavırları sınanıyor.. Gün yüzüne çıkıyor..

Oysa ; Hayır demek te evet demek kadar doğal bir insan hakkı. Onun için çalışmakta.  Her kim olursa olsun, nerden yana oy kullanırsa kullansın. Tercihini beğenmeyebilirsin ama tercihinden dolayı hiç kimseyi suçlayamaz, ötekileştiremez, işinden, aşından, ekmeğinden edemezsin.  Şiddet içermedikçe, siyasi çalışmasını engelleyemezsin.  Demokraside, demokrasi kültürünü almış toplumlarda böyle şeyler olmaz.   

Bu toplumun geleceğini düşünen, bu yönde kararlar alan, kararların alınmasına katılan insanlar toplumun geleceğini belirler. Seyredenler değil.  Tribünler on ikinci oyuncudur ama asla sahanın içinde oynayanlar kadar maçın sonucunu belirleyemezler.   Onlar oyuncuların ortaya koyduğu performansla sevinir ya da üzülürler. O sonuca katlanırlar.   Bu seçime seyircilerin doğrudan katılmaya başladığını görüyoruz.  

Ve bilim insanlarımız.  Yüzlerce bilim insanını üniversiteden koparmak.  Atatürk döneminde Hitler faşizminden kaçan onlarca bilim adamına kucak açmış bir ülkeyiz.  Bugün kendi ülkemizde bilim insanının özgür düşünmesine tahammül edemiyoruz. Bilim zaten sadece ve sadece özgür ortamlarda gelişir.   Bilimin  ışığının olmadığı yerde ülke yolunu nasıl aydınlatacak. Nasıl yol alacağız. Hz. Muhammed (SA.V.)  ‘Bilim Müslümanlığın kaybolmuş malıdır. Çin’de de olsa alınız.”,  Hz. Ali  ‘Bana bir kelime öğretenin kırk yıl kölesi olurum’ , Atatürk,  ‘Hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir”  demiş.  Doğru da demişler elbet. Bilimin aydınlığından gidilmeyen yolun karanlık olduğunu biliyoruz artık.  Ve yabancı ülkelerden gelen sığınmacılara gösterdiğimiz sempatiyi, yardımı, insafı bilim insanımıza göstermiyoruz                                                                                             

 Neyse uzatmayalım.   Ülkemiz önemli bir referandum sürecine girmiş bulunuyor.  Bu referandum ülkemiz açısından tarihi bir referandum olacaktır.  Barış ve huzur içinde bir seçim süreci yaşamamız dileğiyle.                                                                Bugün 14 Şubat. İnsanı ve ülkenizi sevin.                                                                                                                         Yağan kara ve soğuğa rağmen, önünüz bahar unutmayın. Umutlu olun, sevgiyle dolun. Herkese güzel bakın. Sen nasıl bakarsan karşındaki de sana öyle bakar..