Yeni yılın ilk dakikasında yılbaşı hediyesi olarak okkalı zam paketleri yağmaya başladı.

3 Ocak’ta resmi enflasyon ve maaş zamları açıklandı. İyileşme beklenen maaşların, mevcut enflasyon ve yeni zam yağmuruyla tamamen kuşa döndüğü görüldü.

Bu duruma tepki, sosyal medya mesajları ve üç beş şehirde küçük birkaç emekli grubunun basın açıklamasıyla sınırlı kaldı.

Muhalefet partilerinden de sadece hükümetin kararını eleştiren, ‘‘emekli açlığa mahkûm edildi’’ diye demeçler verildi…

Buna rağmen…

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, durduk yere, açıktan açığa sopa salladı:

“Utanmadan sıkılmadan sokaklara döküleceklermiş, siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün 15 Temmuz’da o sokağa dökülenlere, bu millet nasıl dersini verdiyse siz de dökülün siz de aynı dersi evvelallah alırsınız. Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katar, gideceğiniz yere kadar kovalarız.”

‘‘Ortada fol yok yumurta yok. Ne oluyoruz’’ derken…

Gazeteci, yazar, CHP Parti Meclisi üyesi ve eski Milletvekili Eren Erdem, Tele 1’de canlı yayında, AKP çevrelerinden öğrendiği bir rapordan söz etti:

Geçtiğimiz hafta para piyasalarıyla alakalı bir toplantı yapılıyor. Toplantıda bir rapor sunuluyor. Bu raporun sunulma sebebi Tayyip Erdoğan’ın faiz politikasını aynı şekilde sürdürmede çok net bir tutumunun olması. Hazırlanan raporda, ‘siyasi parti ve süreçlerin çok dışında, bu politikada ısrar edersek çok geniş ve kapsamlı sosyal patlamalarla karşı karşıya kalabiliriz’ diye bir ifade geçiyor. Raporda bu kaygı ifade ediliyor…’’

Erdem arkasından da şu yorumu yaptı:

‘‘AKP’nin hükümeti kontrollü bir sokak kaosu istiyor. Neden? Çünkü şu an da muhalefetin yürüttüğü meşru siyaseti çürütmek, terörize etme suretiyle derinleşmiş bir şekilde seçime gitmek istiyorlar. Sokaklarda kontrollü gerilim iklimi istiyorlar ama şöyle bir sorunla karşı karşıya kalmışlar: Kontrol edilemez büyüklükte bir sosyal patlama riski konuşulur olmuş. Hükümetin gündeminde bu ciddi şekilde konuşulur hale gelmiş. Bunun önünü almak için, bir fırsata çevirip bu Türk muhalefeti terörize eden, düşmanlaştıran üslup kullanıldı. Bu beklenen bir şeydi.”

Eren Erdem, Gezi Direnişi’nden sonra sağduyulu bir AKP milletvekili ile görüştüğünü; milletvekilinin ‘‘kontrollü gerilim ve kamplaştırıp düşmanlaştırma stratejisi’’nin, Gezi Direnişi’nde uygulandığını söylediğini de anlattı.

Bu değerlendirme ışığında bakılınca…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki teftiş ve AKP kalemşorlarının yeni bir coşkunlukla yalan pompalamaya başlaması, şöyle bir senaryo olabilir mi sorusunu akla getiriyor...

Ekrem İmamoğlu’nun bir şekilde başkanlıktan alınması veya buna teşebbüs edillmesi Türkiye genelinde tepkiye neden olacak. Bu, iktidarın istediği sokak gerilimini yaratacak.

İmamoğlu görevden alınırsa, kayyum atamak yerine, İBB Meclisi’nin kararıyla koltuğa bir AKP’li oturtulacak. Sonucu baştan belli olan İBB Meclisindeki seçim, sokaktaki gerilimi orantısız güç kullanarak bastırmakta kullanılacak. AKP’li başkan da İBB’ye hortumların yeniden atılmasını sağlayacak.

Hedef bir taşla çok kuş ama ‘‘her kuşun eti yenmez’’ ve ‘‘ava giden avlanır’’ diye güzel sözlerimiz var.

Temennim, bu teorinin teori olarak kalması!